20 Aralık 2013 Cuma

Dolbuk (Tokusou Kihei Dorvack) (1983)

Türkiye'deki Yayın Adı: Dolbuk
Yayın Kanalı: HBB
Yayın Yılı: 1993-1994...
Diğer Adları: Special Armored Battalion Dorvack
Specially Equipped Mechanical Soldier Dorvack
Tokusō Kihei Dorubākku (Japonca)

Bu seriyi hatırladığımda içimde hayli nostaljik hisler uyanıyor. Uzun zaman önce yayın hayatını sonlandıran HBB kanalında, renkli olmasına karşın  alındıktan kısa bir süre sonra renklerini kaybeden bir tv'de tv üstü antenlerle boğuşurken izlemeye çalıştığım bir yapımdı. Açılış müziğinin yavaşlayan orta kısmını, kapanış müziğininse tümünü zevkle dinlerdim. Çoğu kez kanal yarım kestiği için sinir de olurdum. Aslında çizgilerini çok sevmezdim ama -animelere "hasta" olduğum bir dönemdi herhalde ekranlardaki- anime azlığı yakalanan her yapımı izleme eğilimini de beraberinde getiriyordu. Öyle ki daha sonraki bir dönem özel kanalın birinde Red Baron'u izleyeme şansızlığına dahi uğramıştım. Şansızlık diye adlandırıyorum çünkü cidden bana göre feci bir seriydi. Elbette zorunlu değildim ama yokluk normal şartlarda muhtemelen yakınından geçmeyeceğim animelere dahi bir süre göz atmamı gerekli kılıyor gibiydi. Anime ile ilgili pek çok şey ne kadar da kıymetliydi (!?)
 

Hbb'nin Dolbuk adı ile verdiği ve ilk zamanlar daha çok sevdiğim Legend of the Galactic Heroes serisi ile yayın saati çakıştığı için reklam arası verdiği sırada izlediğim bu animeyi kanalın kaç kez başa sararak yayınladığını hatırlamıyorum. Ama her defasında özellikle 11, 17 ve son bölümü (Artık hangi bölümden sonra diğerinin geldiğini biliyordum çünkü her birini küçük paragraflar halinde özetlemiştim.) içlerinde yer alan şarkılar nedeniyle bıkmadan, tekrar ve tekrar izlerdim. Hatta şimdilerde anime müziklerini kolaylıkla edinebildiğimiz ya da dinleyebildiğimiz internetin olmadığı o zamanlar aöılış, kapanış ve tüm iç müzikleri dışardan kasetçalar tutarak kasete kaydetmiştim. 
 

O dönem sadece animeler değil onların müzikleri de benim için ayrı bir ilgi alanıydı. Bu şekilde dışardan teyp tutarak kaç kaset kaydı yaptığımı şimdi hatırlamıyorum ama boş kasetleri 10'lu şekilde satın aldığımı düşününce çektiğim çile hayli büyükmüş:) Bu kayıtlar uzun süre bende kaldı. Tabii daha sonra onları oynatan kasetçalarlar piyasadan kalktı. Kasetleri tutmanın da bir anlamı kalmadı. Konu ile ilgili bir diğer anımsa şu: Üniversitemin ilk yılında yurtta  kalıyordum. Mp3 çalabilen ilk telefonlar (Nokia'nın iki yanı bilgisayar klavyesi gibi tuşlu bir modeliydi) henüz çok yeni ve pahalıyken bir dükkanda 2. elini görüp almış ve dışardan ses kaydı ile bilgisayara mp3 olarak kaydettiğim Dolbuk iç şarkısını telefonuma melodi yapabildiğim gün dünyalar benim olmuştu:))) O zamana kadar cep telefonları en fazla sadece midi formatta melodi çalabiliyordu. Sonraları net yaygınlaşınca anime muziklerinin midi versiyonlarını vs koymaya başladılar. O da ne büyük bir nimetti:) nerden nereyeee:)

Günümüz şartlarında konu ve kalite bakımından aslında vasatın altı olarak nitelendirebileceğim yapımın hikayesine kısaca değinmem gerekirse; Dünya Zentraldi adlı uzaylı bir ırkın işgal tehditi ile karşı karşıyadır. Tüm bu karmaşada devam ederken nereden çıktığı ya da ne ara kurulduğu belli olmayan savunma kuvvetlerine ait İkisi erkek bir kadın üç kişinin kullandığı ve gerektiğinde robotlara dönüşebilen ikisi taşıt biri helikopterden oluşan özel bir birlik önderliğinde bu saldırılara cevap verilir. Böylece savaş başlar. Zentraldi kuvvetlerinin komuta kademesine mensup bir generalin kızı olan Aroma ırkının amaçlarını ve yaptıklarını sorgular hale gelir ve bir süre sonra dünyalıların tarafına geçer. Kendi iç hesaplaşmasının yarattığı pişmanlığını ve kalp kırıklığını özel kuvvetlerden Masato ile dindirir. Masato ise ekip arkadaşı Louise tarafından sevilmektedir vs. Konu örgüsü ve hikayesi zayıf kalan bir seri ne kadar izlenilir olabilirse bu animede o ölçüde başarılıydı diyebilirim. Ancak şarkılar ve arka fon müziklerini fazlasıyla beğenmiş ve nette bulabilmek için uzun süre aramayı sürdürmüştüm. (Az önce bir kez daha yaptım hatta:) Sonunda video izleme platformunda biri albümleri paylaştı. Aşağıdan tıklayarak ulaşabilirsiniz
 

Keiko Toda (Aroma) Hoshizora No Iryuujon (Illusion Of A Starry Sky)

Tooru Furuya ( Masato Mugen) Wish Towards Your Tomorrow

Ost 1
Ost 2


Şarkı Sözleri İçin Tıklayın

25 Kasım 2013 Pazartesi

Hana Yori Dango (Boys Over Flovers) (1996)

Hana Yori Dango Anime Vs
Live Action Japon Uyarlama Vs Kore Uyarlama (Kkotboda Namja)
 
Anime Adı: Hana Yori Dango
Anime Adı: Boys Oer Flowers
Anime Adı: 花より男子
Anime Bölüm Sayısı: 51 Bölüm + Movie
Yapım Yılı: 1996 / Movie 1997

 
Normalde animelerin Live Action yani kanlı canlı film ya da televizyon dizi versiyonu yapılması olayına pek de sıcak bakmam. Çünkü bu tip uyarlamalarda nedense oyuncuların genellikle anime karakteriymiş gibi davrandıkları hissini yaşarım. Ancak Hana Yori Dango bu düşüncemi yıkan yegane animedir. İyi ki birileri bu tercihi yapmış. Çünkü dizi versiyonlarının gönlümde yeri varken anime benim için "en kötü tasarlanmış" animeler listesinde ilk 5'te yer alıyor desem abartmış olmam. Çıkış noktası manga ise çizerin (Kamio Yoko) berbat işinin sonucu olmuş tabii o ayrı. Elbette hikayenin (kızın yakışıklı ilk aşkı seçmeyişi gibi) bazı tabuları yıktığını düşünürsek konuyu ilginç hale getiren şeylerden biri de bu olsa gerek.
 
 
 
Aynı dönemde, hemen öncesi Marmalade Boy'u keşfedip çok beğenince benzer tarzı olduğunu varsayarak izleme bahtsızlığına uğradım. Resmen harcanmış bir seriydi. Bu animeyi yapmak tam bir zevksizlik örneği olmuş. Karakterler çok ot ve çirkin, çizimler donuk ve ruhsuz. Biliyorum ki animeler sadece konu değil görsel anlamda da genelde mangaya bağlı kalınarak oluşturuluyor. Ancak özellikle hele o Rui karakteri yok mu? Yüz ifadesi psikopat katiller gibi. Aslında hiçbirinde bir sevimlilik yoktu ki! Tabii bu benim naçizane görüşümdür. Ancak ana vatanında nasıl bu kadar büyük bir ilgi gördü bilemiyorum. Seriyi sadece konusu hatırına güç bela bitirebildiğimde mangası böylesi popülerlik kazanmş bir anime için tamamen zaman kaybı demiştim. Bir kez daha animeye uyarlansa çok iyi sonuçlar ortaya çıkabilir. Ancak Japonya'da animeler yeniden yapılsa da ne yazık ki nedendir bilmem sıra bir türlü bu gibi yapımlara gelmiyor. 
 

 
Ek Bilgi:

Açılış Şarkısı:
 
"Futsuu no Nichiyoubi ni (An Ordinary Sunday)" by Tomohiko Kikuta
 
Kapanış Şarkıları:
 
#1: "Kenka no Ato de" by Tomohiko Kikuta
#2: "Todoku ka na" by CaYOKO
 

 

Hana Yori Dango Movie (Anime) 1997
 
 

 
Süresi sadece 30 dakika iken neden Oav değil de film olarak kategorize edilmiş bir türlü anlam veremediğim yapım izleyiciye alternatif bir hikaye anlatıyor. Karakterlerimizden Tsukasa ve Rui bu kez müzik ve dans okulu öğrencileri olarak karşımıza çıkmaktalar. Tskushi Makino ise aynı yerde temizlik görevlisi. En büyük hayali ise dansçı olmak. 80'lerin Flashdance ya da Fame gibi yapımlarını anımsıyorsanız bir parça onların havası sinmiş diyebilirim.


 
Hana Yori Dango (Japonya) Live Action Uyarlama (2005)
 
Gelelim uyarlamalarına. İlki 1995 tarihli Japon film versiyonudur. Benim ilk göz ağrım Hana Yori Dango: Japonya Live Action versiyonudur. Manga'ya büyük oranda sadık kalınarak yapıldı ve güzel bir finalle sonlandırıldı. (Birileri bu finalin güzel bir anime versiyonunu yapsa ne iyi olur.) Göze batan noktalarına gelince: Serinin müzik albümlerini de seslendiren Arashi grubu üyesi Tsukasa'yı canlandıran Jun Matsumoto'nun ve Rui'yi canlandıran Shun Oguri'nin oyunculuğunu pek beğenmedim. Rui 'de sanırım mangadan gelen bir uyuzluk var. Genelde  ekrana anime ya da manga kaynaklı bir live action uyarlanıyorsa nedense sanki oyuncular anime karakteri gibi davranıyor. İşte ben bu tazı sevmiyorum. Live Action'lardan kaçmamın sebebi de sanırım bu. Ancak kimi sahneler oldukça etkileyiciydi. Başrol kadın karakterimiz Tsukushi'yi canlandıran oyuncu Inoue Mao özellikle kore versiyonundaki oyuncu Ku Hye-sun ile kıyaslandığında çok daha başarılı bir oyunculuk sergiliyor. Ancak seri 2000'lerde sonra yapılmış olsa da çekim kalitesi vs açısından şu an izlemesi keyif veriyor diyemeyeceğim.  
 
 
 
 
NOT:  Hana Yori Dango'nun Hana Nochi Hare: HanaDan Next Season (2018) adı ile bir Squel dizisisi yapılmıştır. Konu F4 ve Tsukushi'nin mezun oluşunun on yıl sonrasında geçer. Oyuncular ve konu farklıdır.


 
 Hana Yori Dango (Kore) Live Action Uyarlama
 
Kore versiyonu Kkotboda Namja daha ılımlı ve duygusal sayılabilir. Karakterlerin iç dünyalarına ya da ilişkilerine daha fazla yer verilmiş. Ancak ben ve benim gibi aslına sadık kalınmayan senaryosu yüzünden oyuncuları hatırına izlenilebilir kabul edilse de biraz uyduruk yapılmış hissi uyandırıyor. Özellikle Ku Hye-sun'nu oynadığı O "Jandi" karakterinin mimik ve tavırları öyle yapay ve iticiydi ki bazı bölümlerde katlanamadım. Sanki bir beyin özürü varmış hissi uyandırıyordu. Japon versiyonunda zaman zaman yetersiz olarak nitelendirdiğim duygusallık kore versiyonunda biraz fazla abartılmış gibiydi. Hele o final kimin fikriydi bilemiyorum! Sanırım biz insanoğlu memnun edilmesi zor yaratıklarız. Oyuncuların hemen hepsi bu yapımla yıldızlaştı ve sektörde yoluna devam etti. Ülkemizde internet ve başarılı fansub çalışmaları sayesinde hayli geniş bir izleyici kitlesi edindi. Kore dizileri içerisinde artık ilk göz ağrısı klasiklerden biri olarak kabul ediliyor.
 
 
Yılını çok net hatırlamıyorum ama bu süreçte TRT bize bir güzelik yaptı ve TRT Okul kanalında Kkotboda Namja'yı Yaban Çiçeği adıyla yayınlamaya başladı. Bu isim ne kadar uydu tartışması yapmayacağım. Parantez içi Boys Over Flower biçiminde adlandırmasa büyük olasılıkla pek çok izleyicinin de gözünden kaçacaktı. Ayrıca sonunda bu diziyi ekrana taşıyabilen bir kanal olduğu için memnuniyet duyuyorum. Yalnız Jandi karakterinin sesini pek hoş bulduğumu söyleyemeyeceğim. F4 karakter sesleriyse gayet iyi gitmiş. Dizi öncesi Radi Hoca yorumlarını izlemekten de eğlenceliydi. Bir de TRT'nin bu dizi de bile sansür uygulamasına  bir anlam veremedim. Gayet derli toplu ve zararsız görüntüler içeriyordu. Bazen cidden kanal yönetimindekiler saçmalıyorlar.

 Diğer Uyarlamalar:
Meteor Garden (Tayvan ve Çin) Live Action Uyarlamaları
 
Meter Garden Tayvan versiyonunu çıktığı dönem hakkında dizilen övgüler doğrultusunda iki kez izlemeyi denedim ama hoşuma gitmedi. Aynı şey maalesef diğer uyarlamalar için de geçerli Sırasıyla aynı adla 2018'de Çin'de, 2021'de ise Tayland'da F4 Thailand: Boys Over Flowers adı ile bir versiyonu daha yapıldı.
 
 
Güneşi Beklerken (Türkiye) Uyarlama
 
Bir süre önce Türkiye'de de benzer bir proje olacağını duymuş ve hayli heyecanlanmıştım. Ancak Güneşi Beklerken adı ile yayınlanan dizi başladığında okul sahibi zengin çocuk ve orta gelirli aile kızı dışında F4 vari bir dörtlü gibi benzerlik olmayan bir senaryo ile karşılaşınca aynı beklentiyle ekran karşına geçen pek çok izleyici gibi tam bir hayal kırıklığı yaşadım. F4'ten eser yokken dizi zaten vaadettiği çizginin dışına çıktı. Ancak bu dizi, uyarlama beklentisiyle izlenmezse bence konu itibariyle beş uyaramadan çok daha çekici öğeler barındırıyor ve bu haliyle kanımca oldukça da başarılı. Ayrıca Hana Yori Dango ve Kkotboda Namja'dan alınmış birçok kareyi  dizide öyle ya da böyle görmek mümkün.


Kkotboda Namja Dizi müziklerinin şarkı sözleri için Tıklayın
 
Diğer Kore Dizileri İçin: Kore Diziler

14 Ekim 2013 Pazartesi

Victorian Romance Emma (2005)

Eğer siz de benim gibi Jane Austen'ın kaleminden çıkan tarzda dizileri sevenlerdenseniz ve bir de animelere ilginiz varsa işte tam size göre bir seri Victorian Romance Emma. O'nu eşfettiğimi sıralar 2007 yılı bahar dönemi üniversite son sınıfta neredeyse her gece bitirme tezime gömülmüş halde bilgisayar başında sabahlıyordum. Konu içeriğinde yer alan Crystal Saray'a dair görsel aramalarım tesadüfen beni bu seriye götürdü. Fotosentez modunda geçen bitirme yılımda sosyal hayat namına hiç birşeye zaman ayıramıyordum. O yüzden bu anime bana ilaç gibi gelmişti. İlk bölümün ardından konusu beni sımsıcak sardı ve nette bulup indirmeye başladım. Ardından hikayenin Kaori Mori tarafından kaleme alınan ve O'nun mükemmel çizimlere imza attığı orijinal mangasını da okudum.
 

Hikaye 19.yy İngiltere'sinde hizmetçi Emma ve varlıklı bir ailenin oğlu William arasında filizlenen aşkı anlatıyor. Konu çok sıradan değil mi? Bence de öyle:) Ama klişe olarak niteleyebileceğimiz bu öyküyü anime olarak izlemek kesinlikle farklı bir tat bırakıyor insanın hafızasında.Ortamın anime çöplüğüne döndüğü günümüzde böyle nadide yapımlara denk gelebilmek şans doğrusu. Her yıl yeni yayın dönemi animlerine bir bakarım ama genelde izlemeye değer pek bir şey çıkmaz. Bu yüzden döner dolaşır arşivime göz atarım. Aradan geçen onca zaman rağean arada açıp tekrar ve tekrar izlediğim yegane serilerden biri ve kanımca başarılı.

Victorian Romance Emma'da Başlıca Karakterler   

 
Emma: Kelly Stowner'ın hizmetçisidir. Küçük yaşta ailesini kaybeden Emma amcasının yanına yerleşir. Ancak yengesinin zorba davranışlarına maruz kalır. Deniz kenarında midye toplayarak aileye para kazanması için zorlanır. Günün birinde küçük çocukları kaçırıp onları satan bir adam tarafından tutsak alınır ve Londra'ya getirilir. Şans eseri kaçmayı başarınca sokaklarda yaşamaya başlar. Kimi zaman çiçek satar, kimi zaman evlerde ufak işler yapar. Kelly Stowner'la karşılaşır ve kendisiyle gelme teklifini kabul eder. Yeni ev yaşamını kolaylıkla benimser. Hanımefendiye gerçek bir saygı ve sevgi duyar.

William Jones: Jones ailesinin ilk çocuğu ve varisi, varklıklı bir aileden gelen bir İngiliz beyfendisidir. Ailenin zenginliği doğuştan gelen asaletle değil ticari kazançla oluşmuştur.  Çocukkan eğitmeni Kelly Stowner'dır. O'nu ziyaret için gittiği gün Emma ile tanışır ve O'dan etkilenir. Ancak sıradan birine aşık olmak 19.yy da kolay benimsenir bir şey değildir. Bir yandan ailesine karşı yerine getirmek zorunda olduğu sorumluluk ile diğer yanda kalbi arasında seçim yapmak zorundadır. 

Kelly Stowner: 18 yaşında evlenip 20 yaşında dul kalan bayan Stowner bir süre soylu aile çocuklarının eğitmeni olur. William'ı sevmiş ancak hislerini belli etmez. Aslında muhtemelen O'nu sahip olamadığı çocuğu gibi görür. William'ın eğitimi sona erdiği sıralar Emma'yla karşılaşır. Küçük kız zeki bakışları ve terbiyeli duruşu ile dikkatini çeker. Böylece onu hizmetçi olarak yetiştirmek üzere yanına alır. Aynı zaman da eğitimini de üstlenir. Hiçbir zaman sözcüklere dökmese de Kelly Emma'yı fazlasıyla sevmektedir. Aynı durum Emma için de geçerlidir. 
 

Prens Hakim Atawari: Hindistan'ın İngiliz sömürgesi olmasının ardından ülkede İngiliz yaşam tarzı özellikle zengin ailelerin benimsedikleri bir şeydir. Hakim, William'ın Ethon Koleji'nden okul arkadaşıdır. Londra'ya ziyaret için geldiğinde yanında dört cariye ile pek çok hizmetkarın yanı sıra eşyalarını taşıyan devasa fillerini de beraberinde getirir. Başına buyruk, gizemli ama beyfendi tarzıyla serinin en ilgi çeken karakteri sayılabilir. Emma ile karşılaştıklarında O'ndan etkilenir ancak William'ın kıza ilgisini fark etmekte gecikmez. Emma'nın da Villiam'ın hislerine karşılık verdiğini anlayınca rekabete girmez. 

Elenor Champell: Viskont Campell'in iki kızından küçüğüdür. Sosyetede katıldığı ilk resmi baloda William ile karşılaşır ve ilk dansı da O'nunla yapar. O günün şartlarında -uygun eş bulma ve evlenip çocuklarını büyütme- mantığı ile yetişen her kız gibi iyi eğitim görmüş, terbiyeli ve güzel bir kızdır. Kibar genç adamdan etkilenmesi de kaçınılmazdır. Zaten hem annesi hem de William'ın kız kardeşlerinin beklentisi bu yöndedir. Ne yazık ki uzun süre William'ın kendisine benzer hisler beslemediğini farkına varmaz. 

Hans: Emma'nın hizmet etmeye başladığı ikinci evde çalışan Alman kökenli Hans, hislerini belli etmekte zorlanan, dışarıdan bakıldığında ise umursamaz ve soğuk görünen biridir. Emma'ya beslediği hisler de bu anlamda aslında oldukça belirsizdir. Emma da başlangıçta yeni evde sonradan aralarına katılan ve gerçekte hakkında fazla bir şey bilinmeyen, birazda bu yüzden diğerlerinin güven duymadığı biridir. Hans uzun süre Emma'yı anlamaya çalışır. Hatta O'nun kendisinden bilinçli biçimde hoşlanmadığını zanneder. 

Aurelia (Jones): Richard Jones'un karısı William, Elenor, Wivian, Colin'in annesidir. 1800'lü yılların ikinci yarısında O ve Richard bir baloda tanışırlar. Aralarında gelişen sevgi evlilikle sonuçlanır. Her ne kadar soylu da olsa Aurelia, asalet ve O'nun getirdiklerinden mutluluk duymaz. Ancak kocasının işleri onu çay partileri düzenlemek, balo gibi pek çok sosyal etkinliğe katılmasını gerektirir. Bir süre sonra sağlığı bozulur. Doktor tavsiyesiyle çocuklarını ve eşini bırakarak Londra'dan ayrılmak zorunda kalır. Bayan Dorothea'nın yaptığı ziyarette Emma ile tanışır.

Dorothea: Emma'nın doğduğu kente dönerken tren garında tanıştığı ve sonrasında evinde hizmetçi olarak çalışmaya başladığı Alman kökenli soylu bir hanımefendir. Mrs. Trollope (Aurelia) ile uzun yıllara dayanan bir dostluğu vardı ama aslında hakkında çok az bilgi sahibidir. 

 

 
 

6 Ekim 2013 Pazar

Lady (1987) Manga

4 Ekim 2013 Cuma

Lady Lady (1987) & Hello Lady Lynn (1988)

 
Animenin Adı: Lady Lady & Hello Lady Lynn

Yapım Yılı:1987-1988
 
Türkçe Yayın Adı: Lady
 
Türkiye'de Yayın Kanalı: TRT

Bölüm Sayısı: 21 + 36 +1 Extra Bölüm
 

Lynn'in trajik öyküsü, annesiyle birlikte  bir İngiliz  lordu olan babası ile yaşamak için  İngiltere'ye geldiği gün geçirdikleri kaza sonrası yetim kalması ile başlıyor. Lynn annesine veriği sözü tutma ve gerçek bir lady olmak  için elinden geleni yapmaya çalışır. Ancak özellikle büyük babası tarafından kabul görmeyen Lynn, sonrasında yaşamına dahil olan bir üvey anne ve iki üvey kardeşi ile mücadele etmek zorunda kalır. Serinin ilk sezonu sayılabilecek Lady Lady'de yapılan kötülüklere sessiz kalan ve türlü tuzaklara düşen küçük Lynn neyse ki ablası Sara tarafından kabul görmekte ve sevip korumaktadır. Komşu çocukları Artur ve Edward potansiyel birer eş adayı yakışıklı delikanlılar olarak boy gösterirler
 
 
Serinin 2. sezonu sayılan Hello Lady Lynn 36 bölümdür. Babasının belalı evliğini savuşturan Lynn'in okul yaşamı ve binicilik serüveni ile başlayan başarı öyküsüne ek en sonunda büyük babası tarafından kabul görmesi üzerine odaklıdır. Lynn'in ablası Sara'nın hislerini de fark ederek yaşça büyük Artur'a yönelik duyularından vazgeçmesi sonrası Edward'a yönelmesi romantizm cephesinde de işleri tatlıya bağlar.
 

Toei Animasyon tarafından yapılan Lady Lady ve devam animesi Hello Lady Lynn  için söylenebilecek bir diğer ayrıntı ise oldukça güzel arka fon müziklerinin ve şarkılarının olduğu. Müzik albümünü hala severek dinlerim. Shojo türündeki seri klişe olarak nitelendirebileceğimiz karakter ve konu öğeleriyle bezeli olsa da günümüzde yapılan animelerin yanında gayet iyi bir seyir sunuyor. 
 
Lady Lady & Hello Lady Lynn (Rin) Manga (Yazar ve Çizeri:Yoko Hanabusa )
 

Seriye bu yan başlığı açmamın sebebi yine animden oldukça farklı bir manga devamı olması. Hatta Lady Lady ve Hello Lady Lynn animesi aslında mangada sadece Lady Lady mangasını kapsıyor. Lady Lady Manga'da hayli değişik. Animenin aksine mali kurtuluş için evlilik yapılır. Sonrasında babaları kalp krizinden ölürken üvey anneleri Magdalene yeni doğan yarı erkek kardeşleri Charles'ı görmelerine izin vermez. Lynn annesinin anne ve babasını görmeye gider. Narin Sarah Arthur'la evlenmiş Lynn  ise genç ve güzel bir hanımefendi haline gelmiştir. At  yarışlarındaki başarısını devam ettirmekte hatta olimpiyatlar için hazırlanmaktadır. Sosyeteye takdimi sırasında kendisine eşlik eden Edward'la artık sevgilidirler. (Lady Lady İngilizce olarak var ama Hello Lady Rin mangasının tamamı nette yok. Şu ana kadar aramalarım sonuçsuz kaldı. Umarım Fan çevirisinin devamı gelmemiş ne yazık ki.)
 
 
Editör Notları:
 

Lady Lady ve Hello Lady Lynn Manga Serisinin yan hikayesi olarak niteleyebileceğimiz "Lynn'in Çoçukları ve Peter Pan" Yoko Hanabusa tarafından yayınlanmaya başladı ve 11 Cilt olarak tamamlandı. (Yazar Yoko Hanabusa'nın Josei (Kadın) Manga Yayınevi Harmony Romance Magazin için başka mangalar yazmaya devam etmesi nedeniyle bu "yan hikayenin" tamamlanması 17 yıl sürdü! Gerçi yazar bunun bir yan hikayeden çok paralel evren hikayesi olduğunu belirtmekte. Edward ve Lynn'in ikiz çocukları Diana ve George üzerine şekillenmiş). 
 

2016'daki Expo'da Lynn'e dair bir devam hikayesi gelir mi sorusuna yazar Hanabusa olasılık dahilinde yanıtlar verse de net birşey söylememiş. (Kaynak)
 

24 Eylül 2013 Salı

Vampire Knight (Manga)

Vampire Knight (Manga)

Yazar ve Çizer: Matsuri Hino

Cilt Sayısı: 19 (Tamamlandı)

Devam Mangası: Vampire Knight Memories (2016-?)

Matsuri Hino tarafından  yazılıp çizilen ve 19 Ciltle tamamlana manga, Japonyada Ocak 2005 yılında LaLa'da Kuzey Amerikada, Haziran 2006'da Shoujo Beat Magazininde yayımlanmaya başlamıştır. (Basım: Hakusensha)



Vampire Knight Memories

Yazar ve Çizer: Matsuri Hino

Cilt Sayısı: 8  (Tamamlandı)

Yayın Tarihi: 2016

Öncesi Manga: Vampire Knight

23 Eylül 2013 Pazartesi

Vampire Knight (Vampir Şövalye) (2008)

Bu bloğu açarken ele almak istediğim ilk animelerden biri olmasına karşın Vampire Knight'ı yazacak havaya bir türlü sahip olamadım nedense. Ne zaman istediysem kısmen elimin altında net olmayışı ya da resim arsivime ulaşma zorluğum yüzünden geri adım atmıştım. Bugün ufakta olsa bi başlangıç yapmam gerektiğini düşünüyorum. Diğer türlü seriye haksızlık etmiş sayacağım kendimi. 2000'li yılların animlerini eskisi gibi zevk alarak izleyemeyen biri olarak Vampire Knight görsel estetiği ve karakter şıklığıyla beni kendine bağladı diyebilirim. Özellikle hayli gizem barındıran Kuran Kaname karakterine bayıldım. Tuhaf saç stilleri ve beden ölçütleri olsaydı benim için bu hikaye kaybolur giderdi.
 

Gelelim ayrıntılara...Vampire Knight Serisi Matsuri Hino'nun aynı adlı mangasından Vampire Knight ve Vampire Knight Guilty adlarıyla animeye uyarlanan iki sezonluk bir yapım. Hayli geniş bir hayran kitlesince takip edilen animenin Vampire Knigt Destiny adı ile lanse edilen bir üçüncü sezonu daha olacağı duyrulmuştu. Bu süreçte Manga halen devam ediyordu. Söylentinin üzerinden kaç yıl geçti bilemiyorum. Manga sona erdi ama tüm beklentilere rağmen serinin yeni sezonuna dair hala ses seda yok. Şimdi seriden kısaca bahsedeyim. Her ne kadar çok şey anlatmak istesem de meraklıları için ağız tadında bir seyir olması adına kendimi tutup Spoiler vermekten mümkün oldukça kaçınmaya çalışacağım. Cross Kaien tarafından kurulan Cross Akademisi gece ve gündüz olmak üzere eğitim veren bir okuldur. Siyah okul üniforması giyen gündüz öğrencileri sıradan insanlardan oluşurken beyaz kıyafet giyen gece öğrencilerinin tamamı vampirlerden oluşmaktadır. Yaydıkları koku ve ölümsüzlüklerinin getirdiği çekici fiziksel özellikleri dolayısıyla gece öğrencileri günüz öğrencilerinin kıskacı altındadır. Müdür Coss'un on yıl önce evlat edindiği Yuki ile anne babasıyla birlikte ikiz erkek kardeşini bir vampir saldırısında kaybettikten sonra kimsesiz kalan Kiryu Zero ise gardiyanlık görevini yapmakta ve gündüz öğrencilerinin zaman zaman taşkınlığa varan iletişim çabalarını ve kan içmek yerine tablet kullanma eğiliminde olan gece öğrencilerinin anlık dikkatsizliğiyle oluşabilecek sorunları engellemekle görevlidirler.
 

Yuki animelerin genelde çekilmez bulduğum karakter türlerinden çocuksu, sinir bozucu, sevimli küçük kız tarzında. Hayatı, on yıl önce bir vampir saldırısına uğradığı karlı gece ve Kuran Kaname tarafından kurtarıldığı anısıyla başlıyor. (Adının anlamı da kar) Ondan öncesi ise geçirdiği hafıza kaybı nedeniyle karanlıktadır. Kuran Kaname'ye karşı duyduğu minnettarlıkla yoğrulmuş aşk  hissi zaman zaman Zero nedeniyle karışmaktadır. Kiryuu Zero ise vampir avcısı bir aile mensuptur. Safkan bir vampirin saldırısı sonucu annesini, babasını ve ikiz erkek kardeşini kaybetmiş, olayda sadece kendisi sağ kalmıştır. Tıpkı Yuki gibi Cross Kaien tarafından büyütülmüştür. Yaşadığı büyük kaybın travmasına göğüs geren Zero vampirlerden ölesiye nefret etmektedir. Bu nedenle aile mirasını devam ettirmek üzere avcı kimliğini üstlenmekte tereddüt etmez. Vampirlere zarar veren Kara Gül isimli bir tabanca kullanır. Ayrıca herkesten sakladığı ve içten içe savaş verdiği büyük bir sırrı vardır.
 


Gece sınıfını oluşturan vampirler ise kendi aralarında bir takım seviyeler ayrılmış haldedir Level A (A Seviye), sayıları çok az ancak vampir toplumunda gücü elinde tutan ve safkan (pureblood) olarak adlandırılan gruptur. Safkan Kuran ailesi asillerin oluşturduğu Vampir konseyinin de liderliğini üstlenmiştir. Ölümsüzlükten kaynaklanan genetik yapıları nedeniyle safkan aile bireyleri birbirleriyle evlenebilirler. Çocuk sahibi olabilirler. Level B (B Seviye), ileri derece güçlere sahip olan, aristokratik yapıda diyebileceğimiz soylu vampirlerden oluşur. Level C (C Seviye) ise asil soylu olmayan  sıradan vampirlerden meydana gelmektedir. Level D (D Seviye) Level A yani safkan vampirler tarafından ısırılıp vampire dönüşen insanların oluşturduğu gruptur. Tüm gruplar arasında en içler acısı seviye ise Level E'e aittir, Bunlar kan içmeyi reddeden ya da dönüşüm evresinde kan arzusuyla çıldırarak kontrolden çıkan insanlardan oluşur. Sıradan insanların dünyasında varlıkları sır olan vampirler için de bir tehdit olarak görülürler ve genelikle onlar tarafından yok edilirler.
 

Safkan Kuran ailesinin oğulları Kuran Kaname, Cross Akademisi'nde sınıfın ve gece öğrencilerinin ikamet ettiği Ay Yatakhanesinin başkanıdır. Ona yakın olan ve biri hariç tümü B Seviye asil soydan gelen grup kısaca şöyle: Takuma Ichijou başkan yardımcısıdır ve büyükbabası vampir konseyindedir. Hanabusa Aidou ve Akatsuki Kain kuzendirler. Aynı odayı paylaşırlar. Geçmişte bir kez kan arzusuna yenik düştüğünde Kaname'nin kanını içtiği Ruka Souen, Kaname'yi tek taraflı olarak sevmekte Akatsuki Kain tarafından sevilmektedir. Senri Shiki bir diğer safkan vampirdir ve Kaname'nin kuzenidir. Rima Touya'yla bir model olarak çalışır.

Bu arada sonunda kitapçı raflarında az da olsa manga görebilmek fazlasıyla sevindirici bir haber oldu benim için. Vampire Knight da bu mangalardan biri. "Vampir Şövalye" adı ile yayınlanmakta. Türkçe manga okumak isteyenler için güzel bir gelişme. Yalnız biraz pahalı geldi. Eh ekonomik şartlarda şaşırtmıyor tabii.
 

Editör Notları :
 
-  Studio Deen tarafından hazırlanan anime televizyon serisi uyarlaması Nisan-Temmuz 2008 tarihleri arasında Vampire Knight Guilty adlı ikinci sezonu ise Ekim-Aralık 2008 tarihleri arasında yayınlandı. (Kaynak)

Vampire Knight Memories (Manga)

Hino Matsuri'den Official Art
 
 
Hino Matsuri'ninn kaleminden Vampire Knight Memories, devam hikayelerine bir halka ekleyen manga olarak karşımıza çıkıyor. Kaname 100 yıl sonra buz uykusundan uyanır. (Zero ve onun uyanışı için kendini feda eden Yuki artık dünyada yoktur.) Kaname geride kalan iki çocuğun koruyucusu olur. Hımmm... Çocuklar? Evet ortada iki çocuk var.

(Çocuklardan biri kendisi ile Yuki'den adı Ai Kuran diğeri ise Zero ile Yuki'den adı Kiryuu Ren.... Buradan sonra "ıyk o nasıl iş!" dediniz değil mi? Japonlardaki çarpık ilişkilerin normalleştirilme durumu maalesef hızla ilerliyor. Eh ortaya çıkan konular da sınırları zorluyor hatta görüldüğü üzere sınır bile olmuyor. Burada hikaye gereği vampirlerin ölümsüzlüklerinin ya da genetik yapılarının özellikle saf kanığı koruma adına kardeş evliliğinde sorun yaratmadığını hatırlatmak gerek.)

Bu mangayı edindim ancak henüz okuma sürecim bitmedi. Bittiğinde ayrıntıları ekleyeceğim

13 Eylül 2013 Cuma

Inu Yasha (2000)

Anime Adı: InuYasha 

Bölüm Sayısı : 167 + Final:26 

Yapım Yılı: 2000-2004 / Final Sezonu: 2010  

Manga: Rumiko Takahashi (1996-2008) 56 Cilt

Side Story: Yashahime: Princess Half-Demon (2020-2021)

 Türkiye'de Yayın Durumu: Yayınlanmadı (Keşke Yayınlansaydı:)
 
Uyarı:Aşağıda yer alan yazı adı geçen yapım hakkında birçok ayrıntı barındırmaktadır. İzlemeyi düşünenlerin okuması önerilmez:)

Günümüz Japonya'sında Kagome adlı lise öğrencisi, yıllardır ailesinin koruduğu bir tapınakta; annesi, erkek kardeşi, dedesi ve kedisiyle birlikte yaşamaktadır. Büyük babası ailenin yüzyıllardır koruyucusu olduğunu söylediği Shikon no Tama (Jewel of Four Souls) isimli yadigar mücevher taşını 15.doğum gününde O'na hediye eder. Kagome taklitlerini sattıklarını bildiği sıradan bir taş gibi görünen mücevhere çok da önem vermez. Sonraki gün ise eski tapınağa girmek zorunda kaldığı sırada üzeri kapatılmış kuyudan birtakım sesler geldiğini duyar, Ardından ne olduğunu anlayamadan yılan vücutlu bir iblis tarafında aşağı çekilir ve bir anda kendini eski Japonya'da (Sengaku döneminde) bulur. Önce zamanda geriye gittiğini anlamaz. Amaçsızca ormanda gezinirken hedef olduğu oklar nedeniyle bir ağaca mıhlanmış gibi duran ve ölüden çok uyur görünen, kendi yaşlarında bir erkek dikkatini çeker. Karşı koyamadığı bir merakla yanına gider ve bir süre O'nu inceler. Saçları tamamen beyazdır ve başını her iki yanında köpek kulağını andıran kulaklar vardır.

Inu Yasha & Kikyo
 
Köye dönen Kagome'ye çevre halkı giyim tarzı ve davranışları yüzünden şüpheyle yaklaşır. En nihayetinde köyü lanetlediği bile düşünülür. Çünkü kendisinin kuyuya çekilmesine neden olan yaratık köye musallat olmuştur. Kaede adındaki yaşlı yüksek rahibe, Kagome'yi görür görmez, onun uzun yıllar önce Hanyou (yarı şeytan / Half Demon) InuYasha'yı mühürledikten hemen sonra ölen kız kardeşi Kikyo ile benzerliği olduğunu farkeder.  Bu sırada iblis yeniden ortaya çıkar. Kagome, canını kurtarmak için ormana kaçar ve birkez daha rahibe tarfından mühürlenmiş Inu Yasha'nın yanına gider. Saldırı devam ederken ağaçta okla mühürlü çocuk kendisine Kikyo diye hitap ederek hayli iğneleyici tarzda konuşur. Bu arada köyün savaşçı erkekleri yüksek rahibe ile Kagomeyi izleyerek Inuyasha Ormanı'na girmiştir. Rahibe Kaede, Kagome'yle kendisini ağacta tutan oku çıkarırsa yaratığı halledeceği konusunda pazarlık yapan Inuyasha'yı serbest bırakmaması için uyarır. Buna rağman Kagome kolyenin peşinde olduğunu anladığı yaratıktan kurtulabilmek adına son çare olarak gördüğü şeyi yapar. Inu Yasha'yı hareketsiz kılan oku çıkararak mührü bozar.

Inuyasha & Sesshomaru
 
İnuYasha'nın Shikon no Tama'ya sahip olmak istemesinin asıl nedeni kolyenin gücü sayesinde Hanyou (Half Demon / Yarı Şeytan) benliğini  Tam Şeytana dönüştürmektir. Kagome az önce kendisini kurtaranın aslında gözüktüğü gibi bir centilmen olmadığını, kolyeyi almak için bu kez kendisine saldırdığında, anlar. Mücadele devam ederken Kaede gecmişte ablasının yaptığı engelleyici türden bir tılsım oluşturarak Inu Yasha'nın boynuna kolye halinde yerleşmesini sağlar. Kagome'den O'nu durduracak anahtar bir cümle söylemesini ister. Kagome'nin aklına gelen ve bundan böyle komut halini alacak olan iki kelime "Osuwari (Sit Boy / Otur)" olur. . Sözün söylenme şiddeti, çoğu zaman zemini çökerterek yere çakılmasına, ağaç tepesinden vs düşmesine ya da nehri boylamasına neden olan komik sonuçlar meydana getirir. (Animede bu sahneleri izlemek genelde hayli eğlendiriciydi) Bu arada kolyeyi kaybettikleri için Kagome ve InuYasha onu aramak üzere beraber yola koyulurlar. Ancak kolye Kagome'nin acemi ok atışlarından biri ile binlerce parçaya bölünür. Böylece ikili ülkede çeşitli noktalara dağılan kolyenin parçalarını toplamak üzere aylarını alacak bir arayışa çıkarlar. Uzun soluklu macera da böylece başlamış olur.
 
Editör Yorumu:

Inuyasha'da taraflar ve karakterler hayli kalabalık ve renkli. Özellikle Inuyasha'nın geçmişi, Yarı-Şeytan oluşunun yarattığı dışlanmışlık vs mükemmel iç müzikler eşliğinde insanı hüzünlendiriyor. Yine abisi Sesshomaru soğuk karizmasından ödün vermeyerek boy gösterirken itiraf ediyorum en az İnuyasha'nın kendisi kadar merak ettiğim bir karakter oldu. 
 
Seri boyunca Inuyasha etrafında şekillenen aşk üçgeni zaman zaman hayli romantik sahneleri de beraberinde getiriyor. Yine Kagome'nin yaşadığı devre yaptığı ziyaretler ve burada yaşanan karmaşa da  konuya renk katan bir diğer hikaye zincirini oluşturuyor. Kagome ve Inuyasha arasındaki yakınlaşma süreci iğne ile kuyu kazar nitelikte bir yavaşlıkla gelişse de keyif verdiğini eklemem gerek. Zaten seri çocuklar için yapılmamış.
 
166 Bölüm ve 6 sezon sonrasında seri 2004'te sona erdiğinde yarım bırakıldı. Manga ise halen devam ediyordu. Nihayetinde 2010 yılında 7. ve son sezon kaliteli görsellliğiyle göz doldururken konu da olması gerektiği yani mangaya sadık kalınarak gibi sonlandırıldı.


Editör Notları: 
 
Not 1: Serinin ayrıca dört ayrı sinema filmi bulunmaktadır:

Inuyasha the Movie: Affections Touching Across Time
Inuyasha the Movie: The Castle Beyond the Looking Glass
Inuyasha the Movie: Swords of an Honorable Ruler
Inuyasha the Movie: Fire on the Mystic Island


Not 2: İkinci nesli anlatan Yasha-hime: Princess of Half Demon adlı bir devam serisi yapılmıştır.

16 Haziran 2013 Pazar

Magic Knight Rayearth (1994) & OVA (1997)


 
Anime Adı: Magic Knight Rayearth 
Anime Adı: Sihirli Şövalyeler 
Anime Adı: Majikku Naito Reiasu
Anime Adı: 魔法騎士[マジックナイト]レイアース
Bölüm Sayısı: 2 Sezon / 49 Bölüm 
Director: Toshihiro Hirano
Yayın Yılı: 1994-1995
Yapım Şirketi:Tōkyō Movie Shinsha
Karakter Dizayn: Clamp
Orijinal Eser: Clamp
 
 
Clamp'in elinden çıkan serilerde karakterler genellikle estetik ve zariftir. Erkeklerde de aynı ince kadınsı (Bishonen) yapıyı görürsünüz. Yapım şirketinin ilk ve en iyi çalışmalarında biri olan Magic Knight Rayearth'ı  ilk kez Show Tv'de daha sonra  tekrar furyasının devam ettiği sıralar su an yayın hayatında yer almayan BRT ekranında izleme imkanı bulmuştuk. Seri o zamana kadar izlediğim animelerle birlikte sahip olduğum 90'lı yılların "iri gözlü, ince, uzun ve zarif" genellemesini yıkmış ve özellikle orantısız beden yapısı ve sert çizgileriyle beni hayli ters köşe etmişti. Hatta bu bir anime mi ki diye düşündüğümü hatırlıyorum. Ayrıca açılış müziği de kulak tırmalayıcı sayılabilecek rock tarzıyla bildiğimiz anime şarkı standartlarının dışındaydı. O günün şartlarında kanalda birilerinin bilinçli tercihiyle mi yoksa es kaza mı alınmıştı bilmiyorum ama kesinlikle iyi bir seçimdi.


Gelelim konusuna...Üç ayrı okula mensup ve birbirlerine yabancı üç kız, Hikaru Shidou, Umi Ryuuzaki, Fuu Hououji Tokyo Kulesi gezisine gelmişlerdir. Erkeksi ve bir parça da çocuksu sayılabilecek tavırlarıyla alev saçlı Hikaru kule dürbünü ile etrafı izlerken sınıf arkadaşları diğer okullardan gelen öğrencileri izlemekte ve yorum yapmaktadır. Sonra aniden etrafı saran ışıkla orada bulunan herkes adeta kör olur. Kalabalığın içinde sadece Hikaru, Umi ve Fuu, altın saçlı güzel bir kızın efsanevi Sihirli Şövalyeleri Cephiro'yu kurtarmaları için yardıma çağıran duru sesini  duyar ve silüetini görürler. Ardından ayakları yerden kesilir. Boşluka bir süre asılı kaldıktan sonra onları düşmekten kurtaran dev uçan bir balığın üzerine  adeta dökülürler. Doğrulup etraflarına baktıklarında kendilerini tamamen yabancı bir dünyada bulurlar. Başlarına Neler olduğuna dair en ufak fikirleri yoktur.

 
Dev sevimli balık onları yeşil bir vadi yamacında bırakırken her nasılsa nerede duracağını biliyor gibidir. Onunla kolayca iletişim kuran meraklı ve kıpır kıpır Hikaru, yapıcı ve ılımlı Fuu  ve her ikisinin aksine şüpheci ve biraz kendini beğenmiş görünen Umi aralarındaki kısa tanışma faslını sonrası fark ederler ki her üçü de aynı yaştadır. (Bu Fuu ve Umi'yi hayli şaşırtır çünkü Hikaru'yu ilkokul öğrencisi zannederler.) Umi sözlerini anlayan balıktan kendilerini eve götürmesini ister. Ancak bu istek yaratığı çağıran bir erkek sesi tarafından yanıtsız bırakılır. Tuhaf kıyafeti ve elinde taşıdığı asasıyla karşılarında duran kişi Cephiro'nun Baş Büyücüsü (745 yaşında) Clef'tir. Neden oraya getirildiklerini, ülke efsanesinde yer aldığı üzere Sihirli Şövalyeler olup Rün Tanrılarını uyandırarak tutsak haldeki Prenses Emeraude'u kurtarmadıkları sürece geri dönmelerinin imkansız olduğunu belirtir. Cephiro'nun şu an ki Temel Taşı / Çekirdek Prenses Emeraude günün başrahip ve sağ kolu olarak nitelendirebileceğimiz Zagato tarafından kaçırılmış ve tutsak edilmiştir. Çekirdeğin ülkeyi refah ve barış içinde tutan dualarından mahrum kalan Cephiro artık korkunç bir yıkım ve yok olma tehlikesiyle karşı karşıyadır.

Zagato - Emeraude ve Sihirli Şövalyeler
 
Umi dahil olmadıkları bir konuda hiç bir şey yapmaya istekli değildir ve Clef'in sözlerine şiddetle karşı çıkar. Ancak adamın kesin bir dille belittiğine göre başka seçenekleri yoktur. En azından kendilerine yabancı diyarda bir süre Clef'in rehberliğinde yola devam etmeye gönüllü olurlar. Clef ülkenin başbüycüsüdür. Karşılaşacakları tehlikelerden korunabilmelerinin tek yolunun içlerinde saklı büyüyü ortaya çıkarmalarıyla mümkün olacağını belirtir. Böylece her defasında güçlerini, kendilerini sınayan ve  Clef tarafından verilen zırhları, silahlarını geliştiren bir sürü olay yaşarlar. Başlangıçta sadece basit bir özgürlük ve eve dönüş macerası olarak gördükleri bu yolculuk karşılarına çıkan düşmanla mücadele ederken yüzleştikleri asıl gerçekle birlikte kalplerinde derin bir sızı bırakıp hayal kırıklığı ile sona ererken üç kız amaçlarını hatta kendilerini sorgular hale gelir.
 
Magic Knight Rayearth 2 (Sihirli Şövalyeler 2)

 
Serinin 2. sezonu da ilk sezon kadar başarılıdır. Hikayeye katılan yeni karakterler Şövalye Lantis, Autozam Komutanı Eagle. Cizeta Prensesleri Tata ve Tatra ile Fahren Prensesi Aska'nın (Bu sonuncusu bence en çekilmez ve gereksiz olanı) yanı sıra ilk sezonun pek çok karakterini yeniden görmek mümkün. Bir kez daha Cephiro'ya dönen ama nasıl döndüklerini anlayamayan Sihirli Şövalyeler Hikaru, Umi ve Fuu hayatlarını adayacak kadar sevdikleri büyülü evrenin yine yıkımın eşiğinde olduğunu ancak bununla birlikte üç farklı ülke tarafından da ele geçirilmek üzere kuşatıldığını öğrenirler. Ayrıca Hikaru'yu tehlikenin merkezine çeken ve gölgelerde gizlenen daha büyük bir gizem vardır. Yani şimdiki mücadeleleri hem istilacılara hem de bu gizemli tehdide karşıdır. 
 

Anime, Shojo türünün en iyi örneklerinden biri. Ayrıca 2. sezon kahramanlarımız için daha fazla romantizim barındırıyor. Hikayenin tamamını anlatmayı çok istesem de  izleme zevkine gölge düşüreceği için kısaca büyülü Cephiro'dan bahsetmeye geçeceğim. Bu evrende insanlar ve türlü çeşit sihirli yaratıklar bir arada uyum içinde yaşamaktadır. Fantastik yaratıkların dışında büyü kullanıcıları, kılıç kullanan savaşçılar vardır. İradesi herkesinkinden çok daha güçlü olan  ve Çekirdek / Temel Taşı (Hashira) olarak adlandırılan kişi, tüm kalbi ve ruhuyla kendini sadece ve sadece Cephiro'ya adamakta, dualarıyla ülkenin huzur ve mutluluğunun devamlılığını sağlamaktadır. Yaş, cinsiyet ya da ırk ayrımı olmaksızın çekirdeği Cephiro'nun kendisi belirler. Seçilen için sorumluluğunu yerine getirmekten başka seçenek yoktur. Bu Cephiro'nun kanunudur.
 

Editör Yorumu:
 
Hikaye sağlamlığı, kısa-öz yapısıyla 1995 yapımı Magic Knight Rayearth hala tekrar ve tekrar keyifle izlediğim animlerden biridir. Bu anlamda Clamp'a doyurucu senaryosu için minnetarım. Emeraude karakterini yıllardır Nickname olarak kullandığım düşünülürse favori animlerimden biri olduğu herhalde zaten anlaşılıyordur. Özellikle romantik öğeler söz konusu olduğunda pek çok seri bende koca bir boşluk hissi bırakıyor. Bana göre artık günümüzde yapılan nerdeyse hiçbir anime tekrar izlenebilir hissi uyandırmıyor. Zaten bir anime bu yönü güçlü değilse "benim açımdan" başarılı da değildir. 
 
Son olarak seri için hazırlanan orijinal soundtrackt'ler ve single'lar da fazlasıyla başarılı.
 
Şarkı sözleri için  Tıklayın 
 
Editörden Ek Notlar:
 
-  Seride yer alan birçok karakter ve yer adları Japon araba markalarına ait modellerden gelmektedir. Cephiro: Nissan Cefiro; Emeraude: Mitsubishi Emeraude; Clef: Mazda Clef; Alcione: Subaru Alcione; Presea: Nissan Presea; Ferio: Honda Civic Ferio; Ascot: Honda Ascot; Eagle Vision: Chrysler Eagle Vision; Geo Metro: Chevrolet Geo Metro; Innova: Honda Ascot Innova; Lantis: Mazda Lantis; Primera: Nissan Primera; Debonair: Mitsubishi Debonair; Nova: Chevrolet Nova; Aska: Isuzu Aska. (Kaynak)

-  Bir diğer CLAMP yapımı anime Angelic Layer'da, Rayearh'a atfen Misaki Suzuhara sahip olduğu bebeğe hayranlık duyduğu manga karakteri Hikaru adını vermiştir.

 


Magic Knight Rayearth OAV(1997)
 

Anime Adı: Magic Knight Rayearth (OVA)
Bölüm Sayısı: 3 (45'er Dakika)
Directors: Toshihiro Hirano and Keitaro Motonaga
Senaryo: Manabu Nakamura
Karakter Dizayn: Megumi Kadonosono 
 
 
Magic Knight Rayearth (OVA) gözalıcı estetik unsurlarıyla hikayeyi alternatif şekilde kurgulayarak bir kez daha izleyiciye sunan bir yapıım. Konu şu şekilde gelişiyor. Hikaru Shidou, Umi Ryuuzaki, Fuu Hououji aynı okula giden üç arkadaştır. Şimdilerde mezuniyetlerine yalnızca bir hafta kalmıştır ve görünüşe göre diğer ikisinin aksine Hikaru en çok bu ayrılıştan derin bir hüzün duymaktadır. Okulun yakınındaki kiraz çiçeği ağacının altında onları beklerken yine aynı noktada sonsuz kadar dost kalacaklarına dair ettikleri yemini ve bunun koca bir yalan olduğunu düşünür. Bu sırada ağaçtan tuhaf bir canlı düşer. Tavşana benzeyen yapısına rağmen dünyaya ait bir canlı değildir. Şaşkın bakışları arasında hoplayıp zıplayarak ortadan kaybolurken Umi ve Fuu kendisine seslenir. Hikaru ağacın dilekleri kabul ettiğine dair söylenen hikayeleri hatırlayıp bir peri gördüğünü düşünür.


Yaşadıklarını anlattığında iki kız onu çok da ciddiye almaz hatta dinler gözükmez. Hatıra fotoğrafı çektirirken gidecekleri lise üzerine konuşurlar. Hikaru beraber vakit geçirebilecekleri sadece bir hafta kalmışken bu denli heyecanlı olmalarına içerler. Derken yolun karşısında az önce görüğü yaratığı fark eder ve düşünmeden karşıya geçmek için koşturur. Sonra kendisine hitap eden yabancı bir sesle irkilir ve ayakları yerden kesilir. Boyut değiştirmiş gibidir. Bir yanda neler olduğunu anlamaya çalışırken bir yandan da Dileğinin sonuçlarına dair karmaşık açıklamayı dinler. Sonra mekan birkez daha değişir. Kendini Tokyo kulsinin manzarasın karşı gökyüzünde süzülürken bulur. Sırtı ona dönük duran tuhaf giyimli bir yabancı varlığını hisseder ve bakışları karşılaşır...
 
 
 
 
Rayearth TV Anime ve OVA arasındaki Farklılıklar 
 

Anime ve Oav arasında belirgin farklar vardır. 
 
- Eagle, Prenses Emeraude'un erkek kardeşidir. Sephiro'yu karanlığa götüren kişidir. Zagato'yu kandırır. Bunun sonucunda adam intihar eder. Sonrasında bu kez kızkardeşini büyüler ve O'nun Zagato'nun hayatta olduğu bir rüya aleminde  yaşamasına neden olur.
 
- Animeden farklı olarak Cephiro büyülü ortaçağ dünyasına ait gibidir. Cephiro Kalesi'de bu tarzda, yıkılmanın eşiğinde eski bir şato görünümündedir. Yapı kızların yaşadığı dünyada Tokyo Kulesi'nin yerini alır. (Bir diğer boyuttan gelmiş gibi düşünülebilir.)
 
- Ferio ise Prenses Emeraude'un kardeşi değil büyücülerinden birdir. 
 
- Hikaru'nu Rün Tanrısı'nın adı Rayearth değil Lexus'tur ve aslan biçiminde görünür.
 
- Bahsi geçenlerle birlikte Ascot, Alcyone, Mokona (3. Bölümde Cameo olarak görünen Primera) hariç Oav'da animeden başka karakter yoktur.