25 Ağustos 2014 Pazartesi

Sailor Moon (1992) VS Sailor Moon Crystal (ONA) (2014)

 
Önce söylenti sandık. Sonrasında bir de baktık ki Sailor Moon yeniden ekrana taşınıyor haberleri resmiyet kazanmış. Şahsen bunu ilk kez duyduğumda bir yeniden çevirim değil de devam serisi beklediğimi ve bu nedenle biraz hayal kırıklığına uğradığımı itiraf etmem gerek. 200 bölümden sonra bir devam serisi kimilerine göre iyice katlanılmaz olabilirdi tabii o ayrı. Peki bu yeniden çevirim seri bizi memnun edebildi mi? Kendi açımdan değerlendirecek olursam, kesinlikle hayır. Çizimler beklentileri karşılayacak nitelikten yoksun. (Neden bir La Cordo Oro Prrima Passo tarzı denenmemiş ki?) Özellikle ana seride harcanan ve aceleye getirlimiş izlenimi veren  kimi özentisiz bölümleri düşününce bir re-make yapım kulağa hoş geliyordu. Bir de özellikle savaşçı dönüşümlerindeki CGI görsellelliğinden hoşlanmadım. Seri ekranda boy göstermeye başlayalı çok olmamasına rağman hayran kitlesinin hoşnutsuztan yana yorumlar sel gibi yağmaya başlamış durumda. Bir başka eksiklik seslendirme kadrosu. Sanki yakışmamış gibi geldi. Ondan da öte keşke eski serideki ana karakterin sesi yer almasaydı bu kadroda. Belki de çok şey ummamak gerekiyor. Bu nedenle aradığımızı çoğu zaman bulamıyoruz. Bu arada yeni serinin olumlu yanları da yok değil. Haksızlık etmeyim. 90'larda yapılan 200 bölümlük serinin cılkı çıkarılmıştı. Değiştirilen ya da uydurulan pekçok hikaye eklenmişti. Remake bundan korunarak orijinal mangayı içeriyor. Bu açıdan daha gerçekçi. Remake seri 2 sinema ile yoluna devam etti. Onlardan biri S serisini özetlemiş. (Mamoru'nun gözüne batan ayna parçası ve sonrası hariç Chibi Usa'ya özel yapıldığı söylenen ve Nehelenia, Amazon üçlüsü, kara ay sirki vs sevmediğim Sailor Moon SS sezonu benim en sevmediğim sezondu.)

 
Gelelim  doksanların kült yapımı Shojo türündeki Sailor Moon animesine. Orijinal hikayeden bağımsız ve pekçok saçma bölümü de içeren 200 bölümü bir çırpıda özetlemek elbette pek mümkün değil. Ama kısa bir girş yapmadan da olmaz elbette.  Ancak seriyi izlemeyi düşünenler bence buradan sorasını okumasın:)

SAILOR MOON SEZON ÖZETLERİ

Sailor Moon Classic (1. Sezon): Hikayenin ana karakteri Tsukino Usagi (Adının anlamı Ay'ın Tavşanı) fazlasıyla sulu göz ve sakar bir tiptir.  Ancak arkadaşlarına sadık,  sevecen ve dürüsttür. Bir gün anlında tuhaf bir hilal ile konuşabildiğini keşfettiği Luna tarafından efsanevi güce sahip Ay'ın Gümüş Kristalini ve onun güölerini kullanabilen kayıp ay prensesini bulmak ve dünyaya musallat olan Kraliçe Berrly ve ölümcül askerlerinin yarattığı kaosu engellemek üzere gezegen savaşçısı olarak seçildiğni öğrenir. Böylece çoğu zaman şans eseri kaçarak ya da kendisini Smokinli Şövelye olarak tanıtan gizmli kurtarıcısının yardımıyla karşısına çıkan tuhaf yaratıkları kimi zaman ay tacı kimi zamansa ay sopasını kullanarak yok etmeyi başarır. Usagi'nin prenses arayışına önce Ami Mizuno (Merkür Gezegeni Savaşçısı),  Rei Hüno (Mars Gezegeni Savaşçısı), Makato Kino (Jüpiter Gezegeni Savaşçısı) ve son olarak da Minako Ai (Venüs Gezegeni Savaşçısı) olarak katılır. Öte yandan aynı saflarda yer aldığını düşündükleri Smokinli Şövalye de Gökkuşağı kristallerinin peşindedir. Bu yüzden kendileri için gerçekte dost mu yoksa düşman mı beli değildir.
 


Zoisite ve Kunzite, Smokinli Şövelye olduğunu keşfettikleri Mamoru ile Gümüş Kristaller için pazarlık yapmayı önerirler. Geçmişin koca bir boşluktan ibaret olan Mamoru için rüyalarına giren gölge silüetin Gümüş kristali bulması yönündeki isteği kafasını iyice karştırmaktadır. Dolayısıyla yaralı halde buluşma noktasına gitmek için yola çıktığında yolu tesadüfen Usagi ile kesişir. Karanlık güçler tarafından ışınlanarak karanlık krallığın karargahına götürülürler. Bir dizi kaçış hengamesi sonrası her biri diğerinin kimliğini keşfeder. Sonrasında Zoisite'ın hain planı sonucu Mamoru ölümcül bir yara alarak bilincini kaybeder ve Usagi derin uykusundan uyanarak Ay Prensesi'ne dönüşür. Karanlık Krallık'la mücadele önce tüm gezegen savaşçılarının ay prensesini korumak uğruna birer birer ölmesi sonrasında Kraliçe Berryle'in mutlak yeniligisiyle sonuçlanır. Prenses Serenity tıpkı annesi gibi Gümüş Kristali hayatını kaybetmek pahasına kullanır. Sonrasında herkes kaybettikleri hafızalarına rağmen dünyadaki yaşamlarına geri döner.
 


Sailor Moon Romance (2. Sezon): İkinci sezon dış dünyadan gelen  ve hayatta kalmak için insanların enerjisine ihtiyaç duyan iki uzaylı karakter Ail ve Ann'e karşı hafızasını yeniden kazanan ve bu kez ortadan kaybolan Smokinli Şövalye yerine çölbeyi kılıklı Alaaddin'in sihirli lambasından fırlamış görünen gizemli bir başka yakışıklının peşinden koşan Usagi ve arkadaşlarının macerası ile başlar. (İkinci sezonun 60. bölümüne kadar olan bu kısmı tüm Sailor Moon sezonları içerisinde en berbat bulduğum kısımdır desem abartmış olmam. Üreticilerin tutacağı görünen bir yapımı nasıl lastik gibi çekiştiririz ve para kazanırız mantığında yaptığı, tamamen gereksiz ve dandik bir konu örgüsü ile kurgulanan bu kısmı zahmet edip izlemeyin bile.) Direkt 60. Bölümle 2. Sezona başlamak en iyisi olacaktır.
 
 
Editör Notu: R sezonunun Chibi Usa'nın gelişiyle başlayan 2. kısmı tüm Sailor Moon Serisi içinde (çizim kalitesinin berbatlığına karşın) konusu nedeniyle en sevdiğim sezondur.

Sailor Moon Romance, sezonun adına uygun olarak 60. bölüm Usagi ve Mamoru'nun bir çift olarak beraber zaman geçirdikleri güzel bir yaz günü ile başlar. Ancak gün Usagi'nin tahminlerinde çok farklı biçimde noktalanır. Önce en romantik anlarından birini yaşadıklar ve öpüştükleri sırada gökte oluşan minik pembe bir buluttan çıkan ufak bir kız tam da Usagi'nin üzerine düşer. Usagi  kendini yerde bulur. Sonrasında birde bakar ki küçük bir kız Mamoru'nun kucağında tam da az önce onun olduğu yerdedir. Fazlasıyla tehditkar tavırlar sergileyen  tuhaf yabancı, tıpkı kendisininkine benzeyen bir saç modeline sahiptir ve kendisiyle aynı adı taşımaktadır. Adının Usagi Tsukino olduğunu ilan etmesinden hemen sonra küçük kız aniden bir tabanca çıkararak ona doğrultur ve normal şartlarda kimsenin varlığını bilmediği Gümüş Kristali ister. Usagi geçiştirmeye kalkınca silahı ateşlemekten çekinmez. Neyseki oyuncaktan başka bir şey değildir. Ama yaşadıkları durum hem Usagi'yi hem de Mamoru'yu rahatsız eder. Sonrasında berbat bir ruh haliyle eve döndüğünde birde bakar ki oturma oadasında az önce kabus dolu saatler yaşamasına neden olan O küçük kız oturmaktadır. Dahası daha önce hiç görmediği aile albümünde onlarla birliktedir. Ailesinin tamamen normalmiş gibi kabullenip benimsemiş göründüğü tuhaf kızın her köşe başında bitip gümüş kristali istemesi ve karmaşa anında istenmeyen zavallı masum kız rolüne bürünmesi Usagi'yi hepten çileden çıkartır. Ancak ne kadar dil dökerse döksün ailesi anlattıklarını deli saçması olarak kabul eder ve yeni ergen davranışlar sergilediği için O'nu ayıplar.

 
Usagi durumu Hikawa tapınağında arkadaşlarıyla paylaşır ama küçük Usagi bu arada yine iş başındadır. Kızlara uyku ilacı verip bayıltır. Böylece rahatlıkla Gümüş Kristali arayabilecektir. Ancak zannettiğinin aksine Usagi çayını içmemiştir ve arkadaşlarının bayıldığını görünce bir köşede saklanır. İçeri giren küçük kızı yakaladığı gibi poposuna ardarda şamarları yapıştırırken bir taraftan da O'nu soru yağmuruna tutar. Aynı anda ağlamaya başlayan küçüğün anlında hilal belirir. Usagi geride durduğu için çıkan enerjiyi fark etse de işareti görmez... Ancak gün geçtike işler tuhaflaşır. Belli belirsiz hayallerde Usagi'yi tehlike içinde gören Mamoru bunun nedenini çözünceye kadar ondan uzak durmaya karar verir ve ayrılmaya kararını açıklayarak Usagi'yi derin bir kedere sürükler. Chibi Usa ise halen koca bir bilmecedir. Kim olduğu sırrını korumaktadır. Yine de zaman geçtikçe küçüğün varlığını kabul eder. Yeni düşmanlar kimliklerini açık etmekten çekinmez. Rubeus önderliğindeki Nemesis'ten gelen Kara Ay'ın dört kız kardeşinin Chibi Usa'yı avlamak konusunda gösterdikleri belirgin ısrarın altında yatan asıl gerçek küçük kızın gelecekten geldiğidir. Küçüğü ortadan kaldırarak var olan bir geleceği yok etmek amacındadırlar. Bu arada Chibi Usa annesinin bu kötü insanlarca tutsak edildiğini anlatır ve gözyaşları içinde Sailor Moon'dan yardım ister. Gezegen Savaşçıları, Usagi, Mamoru ve Chibi Usa geleceğe yaptıkları yolculukta yolları, özellikle Usagi ve Mamoru'ta belirgin bir saygı gösteren, zaman kapısının bekçisi ve uzay-zamanın koruyucusu Pluton Savaşçısı'yla kesişir. Kapıdan ayrılması yasaklanan zamanın koruyucusu Pluto onları gidecekleri yol konusunda bilgilendirir.
 
Buz kütlelerinin arasına sıkışmış, donmuş bir evren halindeki 30. yüzyıl herkesi şok eder. Evine dönen Chibi Usa ise anlaşılmayan bir nedenle çekingen ve ürkektir. Bir anlık karmaşada arasında gruptan ayrılır. Diğerleri O'nu izlemek için henüz harekete geçmiştir ki tehdit algısıyla duraksarlar ve görürler ki sislerin arasından süzülerek yaklaşan yabancı Smokinli Şövalye'nin birebir kopyasıdır. Mamoru öne cıkıp saldırınca geleceğe ait olan ve kendini Gümüş Bin Yılı'ın kralı olarak tanıtan kişi Mamoru'nun sadece bir ilüzyonundan ibarettir. Chibi Usa hakkındaki endişelerini küçüğün güvende olduğunu belirterek giderir ve kendisini izlemelerini ister. Krallığın merkezinde bilinçsiz bir şekilde yatan eşini Gümüş Bin Yılın kraliçesi Serenity'i tanıttığında ise herkes bu kişinin Usagi'nin gelecekteki hali olduğunu anlar. Son olarak kral, O ve eşinin biricik kızları Küçük Hanımı tanıtır. (Bu arada yerde açılan bir tabakada bilinçsiz halde yatan Chibi Usa görünür.) Usagi ve Mamoru, diğerlerinin pazılı birleştiren düşüncelerini sesli biçimde dile getirip Rei'nin hangi arada bunu yaptınız sorusu sonrası:) pancara dönen bir yüzle ufaklığın gelecekteki birlikteliklerinden doğan kızları olduğunu anlayıverir.

 
Bu sırada gelişlerinden beri grubu izlemeye alan Kara ay Prensi Diamond ise en başından itibaren sadece bir kişiye odaklanmış haldedir. Tutkuyla sahip olmayı dilediği geleceğin kraliçesi Ay Savaşçısı/Sailor Moon. İlüzyon halindki Endemiyon'un iletişim odasındaki bilgilendirmesini bölerek Usagi'yi hipnotize eder ve kendisiyle birlikte götürür. u süreçte bilincini kaybeden Usagi üzerine uyandığında kendini farklı kıyafetler giydidirlmiş halde bulur. Diamon'un ziyareti de gecikmez. Anlında beliren üçüncü bir gözle hareketsiz kıldığı kızı zor kullanarak öpmek üzere iken Smokinli Şövalye'nin gülü hem gücünü keser hem de Usagi'yi onun etkisinden koparır. Uzayan bastonu yardımıyla yukarı çektikten sonra geldiği gibi giderler. (Nasıl geldiğini söylemeyeceğim. Çünkü çok aptalcaydı!) İkili Kristal Saray'a döndüklerinde Chibi Usa'da uyanmıştır. Ama garip biçimde gruba sokulmaz. Kral Endemiyon olayların nasıl başladığını anlatır. Gümüş Kristal aniden ortadan kaybolmuş ardından da Nemesis'den gelen Kara Ay mensubu dünya sürgünleri saldırıya geçmiştir. Usagi, Chibi Usa'nın endişesini ve çekingenliğini annesinin halini görmesine bağlayıp işe koyulur. Kendine bulunan Gümüş Kristali kullanıp Kraliçeyi uyandırmayı dener ama umduklarının aksine ama başarılı olamaz. Chibi Usa ümitsizliğe kapılıp odayı terk eder. Bir köşede ağlarken düşmanın en tehlikelisi, Phantom 8 kıza sokulur ve kalbindeki korkuları su yüzüne çıkarır. Gerçekte annesi gibi güçlü bir hanımefendi olmak için haddinden fazla aceleci davranan küçük kız sadece bir süre için bakmak üzere gümüş kristali bulunduğu yerden almışken saldırı gerçekleşmiş, annesi de bu esnada kendisini ve koruma kalkanından mahrum kalan ülkeyi koruyamamıştır. Phantom 8, bir yandan ailesi ve gezegen savaşçılarına dair yavaş yavaş ufaklığın kalbine şüphe tohumları ekerken diğer taraftan da aklına da gerçek dışı görüntüler koymaya başlar. Sonrasında da kaçırır. Diğerleri durumu farkına vardıklarında ise küçük kız için artık çok geçtir.
 
Kaleye döndüklerinde Chibi Usa'nın kayboluşu fark edilir. Daha bunun şokunu atlatamamışlardır ki. yeni bir düşman ortaya çıkar. Çok geçmeden keşfederler ki bu kişi kara ayın etksi ile bedeni ve ruhu ele geçirilen Chibi Usa'dan başkası değildir. Karanlık Hanıma dönüşen küçük kız Phantom 8'ın düşüncelerine gönderdiği ihmal edilmişlik, yalnız bırakılmış anılarıyla beyni yıkanmış halde onlara savaş açar. Gezegen Savaşçıları ile Usagi ve Mamoru hem geleceklerini korumak hem de Chibi Usa'yı geri getierebilmek için kendi zamanlarına dönerler. Phantom 8'in karanlık amaçları için birer maşa olduklarını farkına varan Saphhire ve Diamond hayatlarını kaybeder ama Sailor Mooon Nemesis'teki insanlar için onlara söz verir. Chibi Usa gerçekleri görebildiğinde anıları geri gelir ve düşmanı alt etmek için annesinin bedenine bürünen Usagi'ye yardım eder. Yeni ay Savaşçısı / Küçük Hanım Serenity'e dönüşür. İki kristalin gücü Phantom 8'i karanlığa gönderir. Chibi Usa geleceğe gitmek için hazırdır. Gezegen Savaşçıları'na ve Usagi ile Mamoru'ya veda eder. (Ayrılırken Usagi'ye anne der:)
 
Sailor Moon S Sezonu: Bir diğer izlenmeye değer sezon olarak kabul ettiğim Sailor Moon S güneş sisteminde Uranüs ve Neptün'de var? Niye onlara dair konu yok mu sorusuna yanıt bulduğumuz sezondur. Gezegen savaşçıları "Saf Kalpleri" avlamayı amaçlayan yeni düşmanlara karşı mücadele etmek üzere bir kez daha iş başındadır. Ancak hem onlar hemde savaşçı dönüşümlerinde sorun yaşayan Usagi kendi saf kalplerinden çıkan kristallerini kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya kalırlar. Bu arada gölgeler içinde beliren iki gizemli kişilik kendi arayışlarını sürdürmekte ve kalp kristallerini bir amaç için incelemekte ama ardıkları olmadığını fark edince bırakarak ortadan kaybolmaktadır. 
 
Kızlar gündelik yaşamda ergen modda hayatlarına devam ederken yakın çevrelerine dahil olan Haruka'ya tutuluverir. Ancak giyim tarzının yarattığı yanlış algının aksine kız olduğunu fark edince hayal kırıklığı yaşarlarlar. Zaten Haruka'nın gözü bariz biçimde her daim yanındaki Michiru'dan başkasını görmez. (Maalesef LGBT türü bir ilişki söz konusudur.) Bu arada yeni düşmanlara karşı yolları eninde sonunda kesişen ve kendilerini Uranüs ve Neptün Savaşçısı olarak ifşa eden iki gizemli kız sandıklarının aksine pek de dostane tavırlar içinde değildirler. Amaçları Kutsal Kupayı oluşturan 3 tılsımı bulmak ve sonrasında Yıkım Savaşçısı'nın uyanışına engel olmaktır. Karmaşanın Mars'ı kapsadığı bir gün 30.yydan normal bir hayata uyum sağlaması ve savaşçı olabilmesi için geri gönderilen Chibi Usa yeniden ortaya çıkar. Bir süre sonra Hotaru isimli bir kızla tanışır  ve arkadaş olur. Sağlık sorunlarıyla boğuşan ve kendini açık etmeyen Profesör Souichi Tomoe'nin tek çocuğudur. Ziyaret için gittikleri evde öldü sandığı Kaolinite tarafından karşılandıkları o an Usagi üzerinde adeta soğuk duş etkisi yaratır.
 
Uranüs ve Neptün Kutsal Kase arayışında yolun sona geldiklerinde bu dünyada Setsuna Meiou adı ile fizik öğrencisi kimliğiyle yaşayan Pluto savaşçısı ortaya çıkar ve onları mutlak bir yok oluşun eşiğinden döndürür. Kaseye dokunmayı ve ona sahip olmayı başaran Usagi ise savaşçı değişimini bir üst sevieyeye taşır. Hotaru'nun karanlık yüzü Saturn işaretinin anlında çıkmasıyla kendini belli eder ve Uranüs ile Naptün o dakikadan itibaren aradıkları Yıkım Savaşçısı'nı yok etmek üzere harekete geçerler. Çabaları önce kızın önüne atlayan Chibi Usa ve onların her ikisini uzaklaştıran Usagi tarafından engellenir. Böylece bir kez daha tarafların amaçları çatışır. Profesör Souichi Tomoe kızını kurtarmak için deneylerini sürdürmektedir. Nihayetinde Hotaru benliğini yitirir. Chibi Usa'nın kalp kristalini alarak ve Mistress 9'un bedeninde hayat bulur. Bu noktada korkulan olmuş Michiru ve Haruka'nın söylediği gibi dünyanın sonunu getirecek bir kişiliğe bürünmüştür. Ancak içinde bir yerlerde bedenine sahip olduğu Hotaru'nun bir şekilde hayatta kalıp varlığını koruduğunu ve ona karşı direndiğini hissetmektedir. Kutsal Kaseyi Hotaru'ya sunan Usagi fark eder ki insani davranışı hiç bir işe yaramamış, Chibi Usa'yı kaybetme riskiyle karşı karşıya kalmıştır. Her şey sona erecekken Hataru içten içe Mistress 9'a karşı verdiği savaşı kazanır ve Saturn Savaşçısı olarak ortaya çıkar. Asıl düşman Firavun 90'ı yok etmek için harekete geçer. Kase olmaksızın dönüşümü gerçekleştiren Usagi yıkımı durdurmak için O'nu izler. Kötülük geride kalırken Hotaru bir bebek olarak Ay Svaşçısı'nın kollarında yeniden dünyaya gelir. Usagi o anlarda kendinde değildir. Michiru ve Haruka bebeği alıp uzaklaşırlar.
 
Uyarı: Bu sezon Michiru ve Haruka arasındaki (Lgbt niteliğindeki) arkadaşlıktan farkı boyuttaki ilişki ülkemiz de dahil pekçok ülkede sansürlenerek yayınlanmıştır. (Ben de tam da bu nedenle çizgi filmler çocuklar çocuklar içindir anlayışının artık geçerliliğini yitirdiğini ve özellikle animelerin çocuklar için tehlikleli sayılabilecek mesajlar içerdiğini düşünenlerdenim.)
 


Devam Edecek...