Bir süredir sosyal medya platformlarının nostalji, vintage sayfalarını takibe alınca yayınlanmış eski yeni bir sürü şey akışa düşer oldu. Eskiden günümüze neler kaldı, neleri artık izlemiyorum derken bu başlığı açmak aklıma geldi. Görünen o ki çürükleri seçmeyi sizin adınıza yapıp iş edinmiş oldum. Düşününce yalnızca paylaşmaya değer gördüklerim değil şu ana kadar izlediğim her yapımı yazıya dökmüş olsam yüzlerce başlık açmam gerekirdi. Kaldı ki birçoğu bana birşey ifade etmiyorken onların blogda yer işgal etmesinin anlamı yoktu. Şu aralar üretilen bazı remaklerin dijital platformlarda üst sıralara yerleştiği yönünde yazılara denk gelince ben de eskiden pek çok nedene bağlı olarak hiç sevmediğim ya da yıllar içinde fikrimi bu yönde değiştiren animeleri düşündüm. Haliyle bu başlığı açıp bir şeyler yazmak için sebep oluştu.
Emeraude anime seçimlerinde konu, estetik,
kalite ve tasarım her zaman seçimde belirleyici unsurdu. Sanırım ben hep
böyle biriydim. Tercihlerimde onların dışına çıkmışsam mecburiyet
ve çoğu zaman ortamdaki anime yokluğundandı. Tv'den aradığını bulamayanların kaçış noktası paralı dijital
platformaldan önce torrentler ya da dosya paylaşımı sağlayan web
sayfalarıydı. 2000'li yıllarla birlikte depolama imkanının doğması ve
internet ortamında kişilerin sitelerine koyduğu şeyler sayesinde ben de
izlemek istediğim yapımlara ya da keşif niteliğinde birçok
içeriğe erişebildim. Yukarıda belirttiğim gibi animelerde temiz
konu, tasarımda
kalite ve estetik, her zaman seçimde belirleyici unsurdu. Ancak hiç bilmediğiniz yapımlara ulaşılabilirliğin
kolaylaşması bir artı iken daha önce izlemediğim için habersiz olduğum
tehlikeli içerikleri görmek de demekti. Hatta sakıncalı unsurlar bir
çoğunda vardı ve cımbızlamak gibi bir şansım yoktu. Sonuçta zamanla
onlardaki sorunsalı "farkındalıkla" aştım ve verebileceği zarardan
kendimi koruyabildim. Tabi bunu yapabilmek
için o bilincine sahip olabilmek de gerekiyordu.
Aslında tv ekranlarında az da olsa anime sektöründeki değişimi
görebilmek mümkündü. Tasarımlarının farklılaşması 90'ların ikinci
yarısıyla başladı. Renki saçlar, orantısız bedenler derken daha açıktan
çarpık ilişkili LGBT vs. ile herşey çığırından çıktı. Saf ve normali
bulmak tüm bu iğretiliğin içinde iyice zorlaştı.
Gelelim Emeraude'un izlemediklerine:
Çin ve Kore Elinden Çıkan Animeler:
Japonya'nın Fransa gibi Dış Ülkelerle Ortaklık yaptığı Animeler:
Avatar, Esteban: Mysterious Cities of Gold, L'ecole Des Champions ya da çocukken yayınlanan ve barındırığı korku öğeleri nedeniyle bence kesinlikle çocuklara uygun olmayan Clémentine gibi çakma anime yapımlar.
Karakter Tarzı, Genel Tasarımı Nedeniyle Asla İzlemeyeceğim Yapımlar:
Yıllar içinde konusuna hiç ısınamadığınız ya da başta sevmişken ilerledikçe anlamsızlaşan içi boş yapımlara illaki denk gelmişsinizdir. Benim açımdan artık her yıl yayınlanan seriler içinden izleme listemde girenler artık yok denecek kadar azaldı. Günümüz tüketim çöplüğü için üretilen Goblin Slayers, Rosario to Vampire, Anohana, Diabolik Lovers, Btooom, Fairy Tale, K-On, Highschool of the Dead, Chobits, School Days, Kamen No Maid Guy, Special A, My Hero Academia, Deadman Wonderland, The Seven Deadly Sins, Raise wa Tanin ga Ii ya da şimdilerin İsekai anime furyasından Arifureta Shokugyou de Sekai Saikyou gibi birçoğu ergen işi, saçma senaryolar içeren, yazsam satırlar dolduracak sayıda fazla yapım var.
Dragon Ball:
Ülke ekranında 90'larda (şimdilerin hükumet ağzı propaganda kanalı haline gelmiş görünen!) bir özel televizyonunda yayınlanırdı. Oturup bir bölümü tamamlamış mıyımdır? Sanmam. Çünkü zerre sevmezdim. Ana karakterin çevresinde dolanan Bulma adlı mavi saçlı kız ile büyükbaba tipli biri vardı. Belden aşağı cinsellik vurgusu hiçbir bölümde eksik olmazdı.
Yaşlı adam "pedofoli" kafasının ürünüydü kanımca. Çünkü ağzının suyunu akıtan kızlar 14-15 yaşlarında ya var ya yoktu. Tüm cinsellik barındıran konular komedi ile soslanmış şekilde lanse edilerek verilirdi ki tam da bizim Recep İvedik kafasındaki ülke insanının ayılıp bayılacağı cinstendi. Çizimler zaten berbattı. Serinin yıllar içinde böylesi geniş bir hayran kitlesi edinmesine hala anlam veremem. (İmaj aramalarında safe search seçeneği çıktı! Siz anlayın artık ne denli arıza olduğunu!)
One Piece:
Yanımıyorsam
ülkemizde tv kanallarının konu çocuk programları olunca iyice
belirginleşen saçmalama, konusuna bakmaksızın alıp yayınlama şeklindeki
özensizliğe en belirgin örneklerinden biridir. Yapıma konulan isimde
kendini belli eder. Lastik Çocuk adı ile yayınlanmıştır. Diyelim ki
karakter bu özellikleri taşıyor, peki seriyi ifade ediyor muydu bu
tanım? (Lady Oscar'ın "Küçük Kız" adıyla yayınlanması gibi!)
Daha çok korsanları çağrıştıran görüntüler hatırlıyorum. Tasarım ve
karakter çiziminden başlayarak zerre hoşlanmadığım ve izlemeden direkt
geçtiğim bir yapımdı. Nedendir bilmem fazlasıyla seveni vardır. Ayrıca uzun bölümler boyunca devam etmiştir.
Pokemon, Digimon, Yu-Gi-Oh, Beyblade ve Türevleri
Konuyu bilemeyeceğim. Neden bu kadar seveni var hiç anlayamayacağım bir seri. Çizimler berbat. O nasıl bir tasarım? Şaka mısınız diye sorasım gelir manga çizerlerine? Konusunun da öyle muhteşem bir yanı yok. Sahip oldukları eşsiz güçleri kullanarak doğaüstü düşmanları yenebileceklerini keşfeden Joestar ailesinin hikâyesini anlatmaktadır. Eeee? Nesi cazip? Biri beni aydınlatsın.
Örnek vereceğim iki seri sevdiğim yapımları da olan mangaka Rumiko Takashashi elinde çıkan Ranma ½ ve Urusei Yatsura. Günümüzde her ikisinin de yeni versiyonları boy gösteriyor olsa da benim açımdan tam bir hayal
kırıklığıdır. (Yenilerine de baktım) İçeriklerindeki komedi unsurları çoğunlukla anlamsız ve aptalcadır. Şahsen yeniden yapılır mı diye beklediğim birçok eski anime var
ama nedendir bilinmez yapımcılar gidip bunlar gibi saçmalıkları tercih ediyor! Şaka gibi! Eh yayın
platformunun LGBT seviciliğini ve neredeyse her yapımında propagandasını yaptığını düşünürsek
şaşırmamamız gerek! Hatta çoğu zaman bana normal içerikler var mı ki orada dedirtir. Birde bunlara para
verip üye olan ülke insanına ne demeli?
Ranma'da ana erkek karakter Ranma Saotome su ile temas edince kıza dönüşmekte. Arıza da burada başlıyor. Hanımefendiye dönüşünce utanma duygusu, vücudunu sergilememe gibi olası beklenen davranışların yerinde yeller esiyor!!!! (Erkek olunca utanma duygusu oluyor da kıza dönüşünce nereye gidiyor o duygu?) Yanında servis edilen diğer karakterler de boş ve anlamsızdırlar. Söz gelimi birileri birilerine yanıktır. Ama esas karakterlere gelince tık yoktur. Bölümler boyunca sonuç beklersiniz. Kocaman bir zaman kaybıdır.
Urusei Yatsura'da ise ana karakter tipin öyle albenisi falan da yoktur ama tam bir womenizer'dır. Karaktersizliği en üst seviyeye taşır. Konusu da berbattır zaten. Dünya uzaylı işgali ile karşı karşıya kalmıştır. Uzaylıların lideri tamamen absürd ve salakça bir nedenle dünyadan seçtikleriyle biriyle kapışmak ve sonucu halinde işgal ya da gitmek arasında seçim yapacaktır. Seri boyunca aynı bikini ile ortalıkta gezinen Lum ise kızıdır ve kendi taraflarının temsilcisidir. İki kez izlemeyi denedim. Bu denli anlamsız olabilirdi herhalde!!!!
Çarpık İlişki Barındıran, Büyük Göğüslerin Sergilendiği, Hizmetçi temalı Yapımlar
Animeleri sevmem ayrı konu ama bu anime sektöründe yıllardır insanlığa (hatta başlangıçta çoğu zaman "subliminal" mesaj yoluyla) servis edilen sayısız çarpıklıklığı görmezden geldiğim ya da normalleştirdiğim anlamına gelmiyor. Ne yazık ki her geçen gün durum daha da kötüleşip tehlikeli bir hal alıyor. Aşağıdaki yer alan görseli "çizgi filmler çocuklar içindir" anlayışındaki ülke insanına dikkat çekmek için koydum. Özellikle anime izleyen çocuklarınız varsa bir zahmet uyumayınız. Her yaş
gurubu iyi ile kötü ayırımını ya da süzgeçten geçirme becersini sergileyemez. Aileler çocukları
ve gençleri internet ortamına özgürce salarken ya da anime izliyorsa
neleri takip ediyor dikkat etmeli. Sınır koymak geri kafalılık değil
gerekliliktir.
Animelerde sapkınlığın günümüzde bu denli normalleşmesine zemin hazırlayan, yozlaşma ve dejenerasyonun en büyük mimarları kimdir derseniz "çoğumuzun" iyi, hoş, akıllı, insana saygılı toplum olarak kabul ettiği Japonlarları zirveye yerleştirebilirsiniz. Açıkçası ben bu kadar gelişmiş bir toplumun nasıl olup da kendini ve dünyayı "bilinçli bir şekilde" bu hale getirebildiğini anlamakta zorlanıyorum. Eskiden özellikle dil geliştirmek isteyenlere alt-yazılı anime önerirdim. Şahsen bu noktada artık tavsiyesi vermeyi bıraktım. Çünkü satır arası bile tehlike saçıyor. Eğer önereceksem kılı kırk yarararak yapıyorum! Hele çocuğuna soruyorsa cevabım ya eski seriler ya da izletmeyin demek oluyor.
Tabi her şey birden bire olmadı. Japonya'da 80'lerden itibaren özellikle Tv'den çok Video piyasasına servis edilen ve korku, cinsellik, şiddet, ya da direkt +18'lik konular içeren film ve kısa bölümlü ova animeler ortaya çıkmaya başladı. Ülkemizde ise 80'li ve 90'lı yıllar neyse ki işin o boyutunu kimse farkında değildi. Tekrar yayını anime furyasında üç beş yeni yapım seriyi anca görebiliyorduk. Kanımca bu durum kesinlikle bizler için büyük şanstı.
Alın Size Bir Tutam Şiddet... |
Tabi süreç devam ederken Japonyadan dünyaya yayılan içeriklerdeki sakıncalı şeylerin dozu her geçen gün arttırıldı. Öyle ki günümüzde benim gibi yıllardır sektörü takip edenler için "normalleştirildi" desem herhalde yanlış söylemiş olmam. Şurası kesin ki 50 yıl boyunca sürdürülen ve ahlaki dejenerasyon için yapılan "yıkım" projesine gösterilen "olağanüstü çaba" sonuç verdi ve tam da istedikleri gibi oldu. (Yazı için görsel arama sürecim 20 dakika. Şaka gibi!!! Öyle görüntülere denk geldim ki midem bulandı. Ülkemde biliyorum ki anne ve babaların % 90'ı çocuklarının eline verdikleri "İnternet tehlikesinden" bir haber yaşıyor!!!!)
Chobits |
İçeriğinde eğer cinsellik vurgusu, dahası "subliminal" mesaj gizlenen en bilindik anime teması itaatkar "kadın" modelini resmeden "Hizmetçi" ve sevimli imajına sıkıştırılan Tavşan Kız'dır. Erotizm barındıran sakıncalı +18'lik animelerde sıklıkla kullanlanılır. Mini etek, uzun çoraplar, büyük göğüsler bolca servis edilir. Bir diğeri çocuksu seslendirmeler eşliğinde Lolita tarzı kıyafet stili içinde Kawai (Yani sevimli, şirin!) diye sunulan kız karakterlerdir.! Oysa arka planda bolca pedofili sapıklığı vardır.
Resimdeki sarışın karakter de "kadın" dır. |
Yaş sınırına bakılmaksızın üretilmiş ve LGBT ile soslanmış ensest ilişkiler (aynı cinsiyettekilerin birbirine duyduğu aşk!) ile "öz kardeşlerin!" birbirlerini
sevmeleri gibi! çarpık aşk ilişkileri günümüz animelerinde artık öylesine normalleştirilmiştir ki temiz, kaliteli konuları işleyen yapımları aramak için çöplüğün içinden bulup cımbızla çıkarmanız gerekir. Evet günümüzde animelerin dönüştüğü şey tam olarak budur! O yüzden bizler yine de eskileri yad ederiz. Çünkü en azından konular daha izlenir düzeydeydi.