Candy Candy (Şeker Kız Candy): Son Hikaye (2010)

Candy Candy Final Story (2010):

Yetmişli yılların son çeyreğinde Audrey ailesi ve ana karaktere dair ilk metinlerini oluşturmaya başlayan Yazar Kyoko Mizuki (Yazalık Adı Keiko Negita) dava süreci sonrası "yayın hakkını" elde etti. Daha sonra aradan geçen yıllara rağmen dünya genelinde devam eden ilgiye kayıtsız kalamamış olsa gerek ki devam niteliğinde Şeker Kız Candy'e dair iki ciltlik bir kitap kaleme aldı. Ancak bana göre bu eser, serinin sonuna ve özellikle Candy'nin kimi seçtiğin konusuna netlik getirmedi. Aksine kafaları daha da karıştırdı. Sevenleri büyük ölçüde kırıklığına uğrattı. Yine de Candy'nin otuzlu yaşlarına ve hayatına dair ipuçları içeriyor. Bu bakımından incelenmeye ve irdelenmeye değer görünüyor. Ancak şunu hemen belirtelim. İçinde Manga çizeri Yumiko İgerashi'ye ait herhangi bir çizim yer almıyor. Ne yazık ki belirgin bir konu örgüsü de yok. 

 

NOT: Kitabın basılı İngilizce bir versiyonu henüz olmadığı gibi sadece bazı kısımları orijinal dilinden ya da Fransızca versiyonundan okuyup ufak çaplı çeviri yapanlar var. Büyük bölümü animeden aşina olduğumuz kısımlar oluşturuyor.)

 

candy candy by Hyun-Soo Son (손현수) - 2013

Öncelikle olayların zaman dilimini belirlemek adına ana hatları hatırlayalım:

7 Mayıs 1898

Candy'nin doğumu.
 

1904
Candy tepedeki prensle 6 yaşında iken ilk kez karşılaşır.

1910
Candy 12 yaşında Leagan'lara gelir (Niel, Eliza, ve ailesi). Evlat edinilmez. Hizmetçi olarak alınır. Archie, Stear ve Anthony ile tanışır.

1911
Candy 13 yaşında William amca tarafından Audrey ailesine evlatlık olarak alınır.

 

1912 (Tahmini)
Candy 14 yaşında Anthony'nin ölümü sonrası Pony evine döner. Aynı yıl bu kez Saint Paul Akademisi'nde eğitim almak üzere London'ya gider. (Aynı yıl Titanic gemisi batmıştır.)

 

 

NOT: Mizuki-san Anthony için bahçede yetiştirdiği güller nedeniyle yavaş yavaş hastalanıp Candy'nin kollarında ölmesi gibi daha trajik bir ölüm tasarlamış. Ancak fikri Kodasha yayın şirketi tarafından reddedilmiş.

1913
Candy 15 yaşında Saint Paul Akademisi'nden ayrılır ve Amerika'ya döner.

1914
Candy 16 yaşında hemşirelik eğitimi için Chicago'ya yerleşir. Candy yine Suzanna'nın durumu nedeniyle Terry'den ayrılır.  1. Dünya Savaşı başlar...

 

1915

Gönüllü pilot olarak 1. Dünya Savaşı'na katılan Stair ölür. Cenazesinde Candy Anthony'nin babasıyla tanışır. Aynı yılın kışı, hakkında çıkan dedikodular sonrası Albert Magnolia apartmanından ayrılır. Candy Rockstone'da kariyeri bitmiş alkolik takılan Terry'i görür.

1916 

O yılın yaz ayında 18 yaşındaki Candy, Bay Albert olarak tanıdığı kişinin William amca ve Audrey'lerin varisi William Albert Audrey olduğunu öğrenir. (Anime ve manganın sonu.)

 

 

Şeker Kız Candy: Final Story (2010): Candy için Ano hito (O Kişi) kim? 

Ülkemizdeki izleyiciler için "Candy kimi seçti" ucu açık kalan soruydu. Ülkemizde ekranlarda sayısız kez yer almasına karşın sadece TRT'nin ilk yayınlarında 115 bölümün tamamı yayınlandı. Çünkü Japnya'da işin kaymağını yiyen iki kişi Yazar Kyoko Mizuki (Yazalık Adı Keiko Negita) ve çizer Yumiko İgarashi arasındaki "kullanım hakkı" kavgası nedeniyle mahkemelik oldular. Davanın sonuçlanması yıllar sürdü. Bu dönemde Candy'nin yayın hakları da askıya alındı. Bu nedenle 90’larda sadece belli kısmı gösteriliyordu ama hiç tamamı yayınlanmıyordu. Dolayısıyla hikaye belli bir dönem izleyici kitlesi için hep muamma olarak kaldı. İnternetteki İtalyan TV’sinin Terry ile Candy’yi birleştiren uydurma sonunu orijinal bitiş gibi algılayanların sayısı azımsanmayacak kadar fazla. Bu nedenle başlığı açarken yanlış bilgi karmaşasına da netlik sağlamak istemiştim.

 

Hikayede orijinal final benim için mangadır. Çünkü animeler kimi zaman tıpkı GEORGİE’de olduğu üzere mangadan bağımsız sonlara sahip olabiliyor. Bu durumda animenin 115. final bölümünden ziyade mangaya bakarsak seçilen kişi "Albert’dı". Hiç de azımsanmayacak sayıdaki Albert hayranını mutlu eden bu durum 2009’da yılında yazar Mizuki’nin, Candy: Final Story başlığı ile iki ciltlik bir roman kaleme almasının ardından yine belirsizleşti. Bu yeni hikaye ile nedendir bilinmez ama yazar adeta bir yap-boz kurgulayarak okuyucu kendi sonunu tasarlasın istedi. (Sanki Candy ‘nin seçtiği kişi Terry ya da Albert olursa sonucu beğenmeyen taraf bu saatten sonra kazan mı kaldıracaktı ki? :) Oysa keşke manga çizeri ile aralarındaki sorunları bir kenara bırakıp yeni bir manga ile hikayeyi bizlere sunmayı başarabilselerdi herhalde çok daha büyük bir mutluluk duyardık. Ülkemizde zaman zaman izleyiciler Candy yeniden yayınlansın diye kanallara talep iletiyordu. Ama yazar ve çizerin aralarında devam eden -hukuk savaşı sürecinin- seriyi  tv ekranlarında görmemize engel olduğunu bilmiyorlardı.

Gelelim romandaki ayrıntılara: Kitap belirgin bir olay örgüsüne sahip bir roman değil. 30’lu yaşlarındaki Candy’nin manga ya da seriden aşina olduğumuz kişilerle gerçekleştirdiği, geçmişe dair konuları ya da yaşadığı döneme dair satır arası bilgiler içeren bir dizi mektup yazışmasından oluşuyor. (Editör Yorumu: Yazarın bir bitiş hikâyesi için neden bu tür bir anlatım tekniğini seçtiğini anlamak zor. Bence yanlış bir tercih olmuş.) Burada asıl önemli nokta ise "sevdiği", “Ano hito” “o kişi” ile birlikte Londra’da yaşadığını ve evli olduğunu öğreniyoruz. Ancak anladığım kadarıyla o kişinin kim olduğu belirsiz. Okuyucunun kitaptan yapacağı çıkarımlar doğrultusunda "gönlüne" bırakılmış. Kitabın tamamını özetleyen ve Anohito yani “o kişi” şudur diye kesin biçimde dile getiren bir yazıya ise ne yazık ki denk gelmedim. Romanların İngilizce çevirisine de rastlamadım. Ancak orijinal dilinden ya da kendi diline çevrilmesi sayesinde öğrenen kişiler, “o kişi”nin kim olabileceğine dair sayfalar dolusu analiz yapmışlar. Doğrusu sabırlarına hayran kaldığımı ifade etmeden geçemeyeceğim. Dolayısıyla bu yazı onların yaptığı yorumlar ile manga ve animeye dair ulaştığım çıkarımlar doğrultuda yazıldı.

 

Öncelikle animede hikayenin nasıl sonlandığını hatırlamak gerek:

Candy, Neil’in tarafından düşürüldüğü tuzaktan kurtulmuştur. Hemen sonrasında birlikte aynı evi paylaştığı Albert ortadan kaybolur. Candy’nin aklına, gazeteye kayıp ilanı vermek ya da direkt O’na hitaben bir yazı göndermek gelir. Sayfaları karıştırırken gördüğü bir haberde Audrey’lere mensup, kimliği şu ana değin saklı tutulan William Audrey'nin Shikago’da görüldüğü yazmaktadır. Derken Audery’ler tarafından acilen malikaneye çağrıldığını öğrenir. Sonunda vasisi ile tanışacağını düşünerek heyecanlanır. Ancak sandığının aksine Sara Leagan, kızı Elisa ve Elroy hala ile bir araya gelir. Büyükbaba William’ın verdiği emir doğrultusunda Neil ile evlendirileceği söylenir. Duygularının tümüyle görmezden gelinip bu feci duruma mecbur bırakılması karşısında gözyaşlarını tutamaz. Artık bu aşamada vasisi ile yüz yüze konuşmaktan başka çaresi yoktur. En son görüldüğü söylenen yer olan Shikago bankasında gider ve William amca yerine sekreter George’la karşılaşır. Herşeyi adama anlatır ve acilen Albert amca ile görüşmesi gerektiğini söyler. Durumun vahametine ikna olmuş gözüken George, Bay William’ın şu an Lakewood’daki malikanede olduğunu bildirir. Böylece Candy soluğu Audrey malikânesinde alır. Gölgeler içinde oturan kişi ayağa kalkar ve yüzü aydınlatıldığında gördüğümüz kişi neredeyse 20’li bölümlerden beri aşina olduğumuz Bay Albert’tır. 

 

Peki Bay Albert kimdir? Hikayenin en başına gidersek, ilk ortaya çıkışı  5-6 yaşlarında, Annie gittiği için üzgün ve gözü yaşlı haldeki Candy’nin karşısına gaydası, İskoç eteğiyle çıkan Tepedeki Prens'tir. Ayrıca seri boyunca gizemli William Amca ya da büyükbaba William şeklinde karakterize edilen bir diğer gizemli kişiliğin de kendisidir. Dolayısıyla William Albert Audrey başından itibaren hikâyede aralıklarla ortaya çıkan ve Candy'nin yanında olan karakterdir. İlk çıktığında saçı sakalı karışmış orta yaşlı bir adam görünümündedir. Son bölüme kadarsa hayli büyük bir fiziksel değişim geçirerek gençleşir. Albert’ın duyguları manga da çok daha belirginken anime de oldukça sığdır.

 

 

Her ne kadar koyu bir Terry (Terrence/Terruce/Terrius) hayranı olsam da gerek anime gerekse okuduğum orijinal manga sonu itibariyle Candy’nin seçtiği kişi bana her zaman Bay Albert gibi gözükmüştür. İki ciltlik Candy Candy (Şeker Kız Candy): Son Hikaye ise yukarıda yazdığım üzere net bir son sunmuyor. Gerek Terry- Candy fanlarının gerekse Albert-Candy fanlarının son çıkan kitap, manga ve animeyi de göz önüne alarak yaptıkları yorumları okudum. Candy Albert’ı seçti ya da Candy Terry'i seçti yönünde her iki savı da güçlendiren veya zayıflatan göstergeler var:

 

 

"Candy: Hikayeni Sonu" kitabına göre Anohito “O Kişi”nin Albert "Olma" Olasılığı: 

 

1. Hikayenin en başın gitmek gidersek; Albert önce  gaydası ve İskoç eteğiyle ilk kez o sıralarda 5-6 yaşlarında, ağlar haldeki Candy’nin karşısında beliriyor (Anime’de 13-14 yaşında gözükse de mangada 17 yaşındadır) ve Candy'nin arayışındaki Tepedeki Prens oluyor. Candy'nin sakladığı broşu gören Anthony' de satır aralarında Audrey ailesinden "Candy'nin kalbini çalan kim?" diye sorguluyor. Candy Bay Albert'la karşılaştıktan sonra aralıklarla karşımıza çıkan yegane karakter. (Bu bağlamda kanımca neredeyse kopyası durumundaki Anthony bile aslında tepedeki prensi bize unutturmamak için yazarın oluşturduğu bir karakterdir.) 115 bölüm boyunca Albert, saclı sakallı halinden son bölüme değin sanki Candy’e denk olabilsin diye gençleştirilerek hayli büyük bir fiziksel değişim geçirir. Kısaca formüle edersek:

Tepedeki Prens → Bay Albert →William Amca ya da Büyükbaba William →William Albert Audrey.

Çıkarım: Bariz biçimde görülen o ki konu, yazar tarafından en başında beri Tepedeki Prens karakterine odaklanılarak kurgulanmıştır. (Ancak muhtemelen Mizuki-san, Terry’nin böylesi güçlü ve beğeni kitlesi yüksek bir karakter olacağını düşünmemişti. Bu durum kurguladığı hikayeyi baltalamış olmalı.)

2. Albert; Candy, Terry’i görmek için New York’a gittiğinde arkasından bakarken her ne kadara hafızası geri gelmese de Candy ile birlikte bulduğu huzurun sürmesi halinde hatırlamayı umursamayacağını dile getiriyordu. (Manga'da bu kısımda Albert'ın ilgisi çok daha belirgin.)

3. Geçirdiği kaza sonrası hafızasını kaybeden ve bir süre aynı evi paylaştığı, Terrence ile acı veren ayrılığı sonrası yine duygularını yatıştırması konusunda destek gördüğü Albert aslında en başından beri değişmeyen ve bir şekilde Candy’nin hayatında on yıl boyunca var olan yegane karakterdi. Aynı koruma Neil ile nişanı söz konusu olduğunda da devredeydi. Ancak duygular asla söze dökülmedi. Candy, Albert için değerliydi. Çünkü erken yaşta ölümüne tanık olduğu (yeğeni Anthony’nin de annesi olan) biricik ablası Rosemary’e benziyordu.

4. Normal şartlarda evlatlık alınan Candy’nin zaten Audery servetine mirasçı olmak gibi bir şansı yok. (Elisa’nın servete konmak için Neil’ın evliliğinden çıkar sağlama konusu gerçekçi değil. Çünkü o devrin yasaları buna olanak vermiyor. ) 

 

5. Abd’deki 1929 ekonomik bunalımı Audrey servetini kaybetmesine neden olmuşsa Albert ve Candy normalleşen bir hayat tarzı sonrası evlenmiş ve huzurlu bir yaşam kurmuş olabilirler.

6. Candy, New York'tan döndüğünde trende yüksek ateş sonucu bayılmış ve büyük hala Elroy'un katı tutumu sonucu o haliyle malikaneye kabul edilmeyince Archie ve kızlar tarafından Albert'la paylaştığı daireye bırakılmıştı. Candy yalnız kaldıklarında Terry'den ayrıldığı için dökülen gözyaşlarını (bir zamanlar Antony için akıtırken Terry de teselli bulduğu gibi) Albert'ın göğsünde dindirmişti. Albert anlattıklarını dinlerken fazlasıyla şaşırmış sonrasında ise sanki kendi sırasını bekleyen biri gibi ve ona zaman tanımak istercesine "ağla ve unut Candy" demişti.

7. Kapanış müziğinin şarkı sözüne ait bir bölümü ve eşliğindeki bir görüntü, dikkat çekici ve ipucu verir nitelikte. Anahito ga watashi wo watashi wo yonde iru Candy Candy Candy: Türkçe çeviri: O kişi bana sesleniyor, Candy Candy Candy. Ekranda, görüntüdeki kişi ise ne Anthony ne de Terry değil Tepedeki Prens: Yani William Albert Audrey’dir. (Şarkı sözlerinin bir diğer gösterge sayılmasının nedeni ise bizzat manga yazarı tarafından kaleme alınmış olmasından ileri geliyor.) Ülkemizde bu görüntüler eşliğinde kapanış izlememiş olabilirsiniz. Ancak böyle bir versiyonu var. Muhtemelen Japonya'da yayınlanıyordu.

Sonuç: Anohito “O Kişi” Albert’dır. Tüm hikâye, en başından beri tek bir kişide tepedeki prens, gizemli ve her karede sürekli gençleşen Bay Albert ve son ana kadar gizlenen Audrey’lerin gizemli karakteri Willliam Amca de birleştirilen William Albert Audrey etrafında şekillenmektedir.

 

B. Candy: Hikayenin Sonu kitabına göre Anohito “O Kişi”nin Albert "olmama" olasılığı 

 

1. Dini nedenler: Seride pek çok kez görülen baskın dinsel öğelere hepimiz aşinayızdır. Hristiyanlığa göre ise kişi evlat edindiği biriyle evlenemez. Albert’ın her daim Candy’nin çevresinde oluşu ve yardım edişi de yalnızca abice bir koruma içgüdüsünden ibarettir. 

2. Candy ve Albert arasındaki iletişim ve ilişki düzeyinde Terry ile yaşadığı aşk ve ayrılık acısı gibi yüksek duygu barındıran hiçbir öğe mevcut değil. Albert ile aynı evi paylaşmaya başladıkları kısımlarda da dahil tüm seri boyunca özellikle  Candy'den Albert'tan yana en ufak bir duygu kırıntısı ya da eğilim ekrana yansımadı. Ancak ortadan kaybolduğu süreçte bulmak için elinden geleni yaptı ve yokluğu için gözyaşı döktü. (Manga final sahnesi: Candy İskoç kıyafetleriyle karşısında beliren, ilk karşılaştıkları zaman sarf ettiği cümleleri tekrarladıktan sonra ”Candy, seni asla unutmadım” diyen tepedeki Prens olduğunu anladığı Albert’a koşar.) Anime finali: Albert gaydası ile belirip ilk karşılaştıkları zaman sarf ettiği cümleleri tekrarlar. Sonra masa başında toplanırlar. (Cidden uyduruk, baştan sağma berbat bir sondu.)

3. Albert, hafızasını kazandıktan hemen sonra haklarında dedikodular artınca Candy’ye zarar vermemek için apartmandan ayrılırken herhangi bir üzüntü belirtisi göstermedi. Gayet rahat ve kendinden emim biçimde veda ediyordu. (Elbette kısa bir süre sonra kimliğini açıklamaya niyetlendiği için olabilir.) 

4. Öyle ya da böyle sıralamada Albert, Candy’nin 3. aşkı. Açıkçası bu noktada Candy’nin kalbi hayli değişken ve vefasız gözüküyor. Yazar Mizuki, karakterini böyle bir pozisyona sokmak ister mi? 

5. Terry-hayranı bakış açısıyla değerlendirenlere göre 2. Kitapta 1920 tarihli mektuba göre Candy halen Audrey soyadını kullanıyor. Yani halen Audrey’lerin evlatlık kızı. (Tabi bana göre Albert’la evlenmiş ve yine aynı soyadını almış da olabilir. ) 

6. (Kitaba göre) Candy’nin Albert’a iki şey için teşekkür etmiş: İlki Annie ve Archie’nin ilişkisini yoluna koyduğu için. Bir takım engeller yaşanmış. Konu Albert sayesinde çözümlenmiş. İkincisi doğum gününde kendisine hediye ettiği iki at için. Albert, mal varlıklarını yitiren Leagan’ların eski iki atını satın alıp ona göndermiş.

7. Kitaptaki mektuptan bir satır: Candy O kişiye hitaben ya da O kişi Candy’e şu sözü söylemekte: “Eğer yapabilseydim seni severek seninle gizlice yaşamak isterdim.” (Candy mi yoksa Albert’tan mı gelen yanıt anlayamadım) Cümleden yola çıkan Albert fanları durumu şöyle yorumlamış. Terry ayrılığı sonrası geçen yıllarda- ki bu en az 5-6 yıla denk geliyor- Candy aşk acısını unutup Albert’la yakınlaşmış ama sosyal konum farklılığı, baba ve evlat edinilen kız görünümü ile dini inançların da etkisiyle birlikte olamamışlardır.  

8. Albert, Candy’e Terry ile ilgili hatıralarını yazdığı eski günlüğü geri göndermiştir. Bunu yaparken de ondan vazgeçmekte ve aslında duygusal olarak da artık tamamen özgürsün demektedir. (Yani Candy Terry’e dönmüştür.) Aslında animede ya da mangada günlük olayı çok belirgin değildi. Yalnızca İskoçya tatili sona ererken Patty'nin sayfalar dolusu yazışına bakarak yaşadığı onca şeyi birkaç güne nasıl sığdıracağını bilemediğini söylüyordu.  

9. Magnolai Apatmanı'nı paylaşırlarken Albert açısından da Candy’ye karşı bir his belirtisi görmek kolay değildi. (Gerçi hafızasını kaybetmişti) Ancak yine de Candy Terry ile tiyatroda buluşacağı zaman vs bireyler hissedebilir ya da az da olsa kıskançlık belirtisi gösterebilirdi. Mizuki-san’ın Albert açısından gerek animede gerekse mangada Candy’e dair gözlenebilir duygusal yakınlık vermeyişi bana ilginç geldi. Oysa yazarın kalemimden çıktığı şekliyle hikaye en başından beri Albert-Candy birlikteliğine giden "Tepedeki Prens" şeklinde düşünerek kaleme almaya başlamıştı. Belki de daha sonra Albert konusunda O da fikrini değiştirdi. 

 

10. Tepedeki Prens tasviri, Nakayoshi dergisi editörünün desteğiyle kilt giymiş bir çocuk çizmek isteyen Yumiko Igarashi'nin önerileriyle ortaya çıktı. Yazar Negita'nın kaleme aldığı hikayesinde böyle bir ayrıntı yer almıyordu. (Belki de bu nedenle fikir uyuşmazlığı yaşadılar ve aralarında anlaşmazlık çıkmıştır:)

B."Candy: Hikayeni Sonu" kitabına göre Anohito “O Kişi”nin Terry  "Olma" Olasılığı. 

 

Kyoko Mizuki (Yazalık Adı Keiko Negita) 2019'da Fransa'da verdiği ropörtajda Candy Candy Final Story'de açıkça Anohito'nun belirsiz olduğunu söylemiş. Ancak 2. Ciltte yer alan ve aşağıda görselini eklediğim satırlar bana Anahito "o kişi"nin Terry olabileceğini düşündürdü. Albert'ın değil Terry'nin gülümseyişine dair cümleler duyduk çünkü. Yazar Tepedeki Gizemli Prens konusuyla yola çıkmış olsa da fikrini değiştirmiş olabilir.

 

 

1. Kitapta evlilik döneminden bahsederken Candy ve birlikte yaşadığı kişinin İngiltere’nin başkenti Londra’da oturduğu anlaşılmakta. (Bildiğimiz üzere Terry'de bir İngiliz soylusu.)

2. Candy'nin yaşadığı evindeki kütüphanede, tıp kitaplarının yanı sıra tiyatro eserlerinin varlığı söz konusu. (Terry ile birlite olmasa da bu ilgi alanını -Terry dolayısıyla- Candy devam ettirmiş olabilir mi? Sanmıyorum. Candy'nin Tiyatro merakı zaten Terry'den kaynaklanıyor)

3. Suzanna’nın ölümü. Haberi Elenor Baker Candy'e mektupta yazmış. Kitaba göre Archie ve Annie’nin nişanından bir iki yıl Candy ve Terry birlikteliğini imkânsız kılan Suzanna'nın öldüğü belirtiliyor. İkisinin ayrılışlarının üzerinden 5 yıl geçmiştir.  Bu durumda sonunda ikisinin yeniden birleşmiş olmaları çok güçlü bir olasılık.

4. Terry’nin duyguları: Terry Candy’in hayli derin bir aşkla seviyor görünüyor. Suzanna olayı sonrası ayrılmak zorunda kaldığında da gözyaşı dökecek kadar yoğun duygular yaşıyor. Hatta çok sevdiği tiyatroyu da bırakıp ve kariyerinden vazgeçiyor. (Bu tip duyguları animede Albert’da hiç hissetmedik. Hatta animede Candy'den Terry'i dinlerken bir dost ve destekçi görünümündeydi.) Susanna'nın ölümünden ikiyıl sonra Candy'ye yazdığı mektupta hala değişmediğini söylüyor.

5. Elenor Candy'i Terry'nin oyunculuğa dönüşü sonrası yer aldığı Hamlet'e davet eder. Ama Candy onu bir daha görmeyeceğina dair verdiği söz yüzünden bu daveti kabul etmez. 1920’de Candy, Elenor Baker’la (Terry’nin annesi) mektuplaşmış. Terry ile ayrıldıkları zaman dilimi düşünüldüğünde eğer sonrasında Terry ile birlikte değillerse 1920’de Candy’nin Elenor ile yazışmak için bir sebebi olmaz diye düşünmüş Terry fanları. Ama bana göre yazışabilirler. Neden yazışmasınlar ki? Ne de olsa oğlu ile barışmasında Candy’nin katkısı büyüktü.

 

6. Terry Susanna'nın ölümünden iki yıl sonra Candy'ye bir mektup yazmış ve değişmediğini halen aynı kişi olduğunu yazmıştır.

 

"Candy: Hikayeni Sonu" kitabına göre Anohito “O Kişi”nin Terry "Olmama" Olasılığı: 

 

1. Özellikle Suzanna’nın varlığı ve sağlık durumu karşısında Terry’nin sorumluluk duygusu. (Ama Suzanna Öldü)

 

2. Candy ve Suzanna arasındaki mektuplaşmalarda görüldüğü üzere Candy'nin belirgin biçimde Terry'den vazgeçmiş gözükmesi. 

3. Animede verildiği üzere Candy’nin, Suzanna ile ayrılıkları sonrası Albert ile yolları kesiştiğinde ve onunla aynı evde yaşamaya başladığı süreçte bir gazete haberinde Terry’nin kariyerinin çöktüğüne dair yazıyı okuyana kadar Terry ile ilgili defteri kapatmış olması.

 

4. Bardaki derbeder Terry-Albert karşılaşmasında aklını başına toplayan Terry her ne kadar O'nu unutamadığını dile getirse de net biçimde "Elveda Candy" diyerek ayrılıyordu. Sonra yeniden kariyerine çeki düzen veriyordu. 

 

5. Candy'de bu yeniden yükseliş ve başarı haberini gazetede okurken gözyaşı dökmüyor ya da ayrılık acısına dair herhangi bir duygusu yansıtmıyordu.

C. Candy: Final Story’ye göre Anohito “O Kişi” : Kim?

 

Konu ile ilgili yazılıp çizilenler sayfalar dolusu İngilizce yazıyı anlamak ve derlemek bile hayli yorucuydu. Romanla birlikte karakterlerin yeniden aramıza katılması ve 30’lu yaşlarına dayanan bir sonu olduğunu duymak ilginç geldi. Gerek Terry-yanlı yorumlarda gerekse de Albert yanlı yorumlarda ilginç çıkarımlar yapılmış olsa da ne yazık ki net bir cevap verilmediği için kendi adıma bu kitap çöpten öteye gidemiyor.

 

Mizuki hikayesini Albert odaklı oluştursa da zamanla ona dair Terry’ninki gibi güçlü duygular yansıtamadığı için fikrini değiştirmiş olabilir. Ancak ben bu olasılığa ihtimal verdiğimi söyleyemeyeceğim. Bana göre hafıza kaybı sonrası bölümlerde Albert''ın Candy'ye yakınlık duyduğuna dair birden fazla kez çıkarımda bulunulabilir. (Manga'da daha fazla hissettiriyor) 

 

Bardaki derbeder Terry-Albert dövüşü sonrası aklını başına toplayan Terry net biçimde "elveda Candy" diyerek şehirden ayrılıyordu. Bu durumu değiştirebilecek tek şey Suzanna'nın ölümüydü. Yazar son kitaba bu ayrıntıyı eklediyse fikrini Terry yönünde değiştirmiş olma ihtimali yüksek görünüyor.

Sonuç Ve Editör Yorumu:

 

Bu aşamada yaşanan belirsizliği netleştirecek romanın üçüncü bir cildi çıkar mı? Pek sanmıyorum. Yazar artık iyice yaş almış durumda ve bildiğim kadarıyla o da artık Candy defterini kapatmak istiyor. 

 

Ülkemizde yeni yeni kitap satış reyonlarında mangalara denk geliyorsak da, her biri 350 sayfa civarında kaleme alınmış 2 ciltlik bu son romanın dilimize çevrildiği bir günü göreceğimizi şahsen ben düşünmüyorum. Oldu ki ülkemde yayınlansa bile sırf konu böyle belirsiz şekilde sonlandırıldığı için sanırım zahmet edip almazdım. Bana göre ucu açık ve belirsiz bırakmak başlı başına saçma ve hatalı bir yaklaşım olmuş.  Yazar da herkesin kendi sonunu seçmesini istemiş. Her iki tarafı daüzmek istememiş falan ama kanımca kimseyi mutlu etmeyen anlamsız bir tercih yapmış