Eğer siz de benim gibi Jane Austen'ın kaleminden çıkan tarzda dizileri sevenlerdenseniz ve bir de animelere ilginiz varsa işte tam size göre bir seri Victorian Romance Emma. O'nu eşfettiğimi sıralar 2007 yılı bahar dönemi üniversite son sınıfta neredeyse her gece bitirme tezime gömülmüş halde bilgisayar başında sabahlıyordum. Konu içeriğinde yer alan Crystal Saray'a dair görsel aramalarım tesadüfen beni bu seriye götürdü. Fotosentez modunda geçen bitirme yılımda sosyal hayat namına hiç birşeye zaman ayıramıyordum. O yüzden bu anime bana ilaç gibi gelmişti. İlk bölümün ardından konusu beni sımsıcak sardı ve nette bulup indirmeye başladım. Ardından hikayenin Kaori Mori tarafından kaleme alınan ve O'nun mükemmel çizimlere imza attığı orijinal mangasını da okudum.
Hikaye 19.yy İngiltere'sinde hizmetçi Emma ve varlıklı bir ailenin oğlu William arasında filizlenen aşkı anlatıyor. Konu çok sıradan değil mi? Bence de öyle:) Ama klişe olarak niteleyebileceğimiz bu öyküyü anime olarak izlemek kesinlikle farklı bir tat bırakıyor insanın hafızasında.Ortamın anime çöplüğüne döndüğü günümüzde böyle nadide yapımlara denk gelebilmek şans doğrusu. Her yıl yeni yayın dönemi animlerine bir bakarım ama genelde izlemeye değer pek bir şey çıkmaz. Bu yüzden döner dolaşır arşivime göz atarım. Aradan geçen onca zaman rağean arada açıp tekrar ve tekrar izlediğim yegane serilerden biri ve kanımca başarılı.
Victorian Romance Emma'da Başlıca Karakterler
Emma:
Kelly Stowner'ın hizmetçisidir. Küçük yaşta ailesini kaybeden Emma
amcasının yanına yerleşir. Ancak yengesinin zorba davranışlarına maruz
kalır. Deniz kenarında midye toplayarak aileye para kazanması için
zorlanır. Günün birinde küçük çocukları kaçırıp onları satan bir adam
tarafından tutsak alınır ve Londra'ya getirilir. Şans eseri kaçmayı
başarınca sokaklarda yaşamaya başlar. Kimi zaman çiçek satar, kimi zaman
evlerde ufak işler yapar. Kelly Stowner'la karşılaşır ve kendisiyle
gelme teklifini kabul eder. Yeni ev yaşamını kolaylıkla benimser.
Hanımefendiye gerçek bir saygı ve sevgi duyar.
William Jones:
Jones ailesinin ilk çocuğu ve varisi, varklıklı bir aileden gelen bir
İngiliz beyfendisidir. Ailenin zenginliği doğuştan gelen asaletle değil
ticari kazançla oluşmuştur. Çocukkan eğitmeni Kelly Stowner'dır.
O'nu ziyaret için gittiği gün Emma ile tanışır ve O'dan etkilenir. Ancak
sıradan birine aşık olmak 19.yy da kolay benimsenir bir şey değildir. Bir
yandan ailesine karşı yerine getirmek zorunda olduğu sorumluluk ile
diğer yanda kalbi arasında seçim yapmak zorundadır.
Kelly Stowner: 18
yaşında evlenip 20 yaşında dul kalan bayan Stowner bir süre soylu aile
çocuklarının eğitmeni olur. William'ı sevmiş ancak hislerini belli
etmez. Aslında muhtemelen O'nu sahip olamadığı çocuğu gibi görür. William'ın eğitimi sona erdiği sıralar Emma'yla karşılaşır. Küçük kız zeki bakışları ve terbiyeli duruşu ile dikkatini çeker.
Böylece onu hizmetçi olarak yetiştirmek üzere yanına alır. Aynı zaman da eğitimini de üstlenir. Hiçbir zaman sözcüklere dökmese de Kelly Emma'yı fazlasıyla
sevmektedir. Aynı durum Emma için de geçerlidir.
Prens Hakim Atawari:
Hindistan'ın İngiliz sömürgesi olmasının ardından ülkede İngiliz yaşam
tarzı özellikle zengin ailelerin benimsedikleri bir şeydir. Hakim,
William'ın Ethon Koleji'nden okul arkadaşıdır. Londra'ya ziyaret için
geldiğinde yanında dört cariye ile pek çok hizmetkarın yanı sıra eşyalarını taşıyan
devasa fillerini de beraberinde getirir. Başına buyruk, gizemli ama
beyfendi tarzıyla serinin en ilgi çeken karakteri sayılabilir. Emma ile
karşılaştıklarında O'ndan etkilenir ancak William'ın kıza ilgisini fark
etmekte gecikmez. Emma'nın da Villiam'ın hislerine karşılık verdiğini
anlayınca rekabete girmez.
Elenor Champell: Viskont
Campell'in iki kızından küçüğüdür. Sosyetede katıldığı ilk resmi baloda
William ile karşılaşır ve ilk dansı da O'nunla yapar. O günün
şartlarında -uygun eş bulma ve evlenip çocuklarını büyütme- mantığı ile
yetişen her kız gibi iyi eğitim görmüş, terbiyeli ve güzel bir kızdır.
Kibar genç adamdan etkilenmesi de kaçınılmazdır. Zaten hem annesi hem de
William'ın kız kardeşlerinin beklentisi bu yöndedir. Ne yazık ki uzun süre
William'ın kendisine benzer hisler beslemediğini farkına varmaz.
Hans:
Emma'nın hizmet etmeye başladığı ikinci evde çalışan Alman kökenli Hans,
hislerini belli etmekte zorlanan, dışarıdan bakıldığında ise umursamaz
ve soğuk görünen biridir. Emma'ya beslediği hisler de bu anlamda aslında
oldukça belirsizdir. Emma da başlangıçta yeni evde sonradan aralarına katılan ve
gerçekte hakkında fazla bir şey bilinmeyen, birazda bu yüzden
diğerlerinin güven duymadığı biridir. Hans uzun süre Emma'yı anlamaya
çalışır. Hatta O'nun kendisinden bilinçli biçimde hoşlanmadığını zanneder.
Aurelia (Jones):
Richard Jones'un karısı William, Elenor, Wivian, Colin'in annesidir.
1800'lü yılların ikinci yarısında O ve Richard bir baloda tanışırlar.
Aralarında gelişen sevgi evlilikle sonuçlanır. Her ne kadar soylu da
olsa Aurelia, asalet ve O'nun getirdiklerinden mutluluk duymaz.
Ancak kocasının işleri onu çay partileri düzenlemek, balo gibi pek çok sosyal etkinliğe katılmasını gerektirir. Bir süre
sonra sağlığı bozulur. Doktor tavsiyesiyle çocuklarını ve eşini
bırakarak Londra'dan ayrılmak zorunda kalır. Bayan Dorothea'nın yaptığı
ziyarette Emma ile tanışır.