Candy Candy Final Story (2010):
Öncelikle olayların zaman dilimini belirlemek adına ana hatları hatırlayalım:
7 Mayıs 1898
Candy'nin doğumu.
1904
Candy tepedeki prensle 6 yaşında iken ilk kez karşılaşır.
Candy tepedeki prensle 6 yaşında iken ilk kez karşılaşır.
1910
Candy 12 yaşında Leagan'lara gelir (Niel, Eliza, ve ailesi). Evlat edinilmez. Hizmetçi olarak alınır. Archie, Stear ve Anthony ile tanışır.
1911
Candy 13 yaşında William amca tarafından Audrey ailesine evlatlık olarak alınır.
1912 (Tahmini)
Candy 14 yaşında Anthony'nin ölümü sonrası Pony evine döner. Aynı yıl bu kez Saint Paul Akademisi'nde eğitim almak üzere London'ya gider. (Aynı yıl Titanic gemisi batmıştır.)
Candy 14 yaşında Anthony'nin ölümü sonrası Pony evine döner. Aynı yıl bu kez Saint Paul Akademisi'nde eğitim almak üzere London'ya gider. (Aynı yıl Titanic gemisi batmıştır.)
NOT: Mizuki-san Anthony için bahçede yetiştirdiği güller nedeniyle yavaş yavaş hastalanıp Candy'nin kollarında ölmesi gibi daha trajik bir ölüm tasarlamış. Ancak fikri Kodasha yayın şirketi tarafından reddedilmiş.
1913
Candy 15 yaşında Saint Paul Akademisi'nden ayrılır ve Amerika'ya döner.
1914
Candy 16 yaşında hemşirelik eğitimi için Chicago'ya yerleşir. Candy yine Suzanna'nın durumu nedeniyle Terry'den ayrılır. 1. Dünya Savaşı başlar...
1915
Gönüllü pilot olarak 1. Dünya Savaşı'na katılan Stair ölür. Aynı yılın kışı Albert Magnolia apartmanından ayrılır. Candy Rockstone'da kariyeri bitmiş alkolik takılan Terry'i görür.
1916
Bu yılın yaz ayında Candy Albert'ın William amca yani Audrey'lerin varisi William Albert Audrey olduğunu öğrenir.
Şeker Kız Candy: Final Story (2010): Candy için Ano hito (O Kişi) kim?
Ülkemizdeki izleyiciler için Candy, Terrence Graham Grandchaster'ı mı yoksa William Albert Audrey'i mi seçti sorusuna pek çok izleyicinin duymak isteyeceği yanıt sanırım Terry’dir. Ekranlarda sayısız kez yer almasına karşın sadece bir kez, hayli eskiden Trt’de 115 bölümün tamamı yayınlandı. 90’larda ise sadece belli kısmını izlenebilmişti. Dolayısıyla hikaye belli bir dönem izleyici kitlesi için hep muamma olarak kaldı. İnternetteki İtalyan TV’sinin Terry ile Candy’yi birleştiren uydurma sonunu orijinal bitiş gibi algılayanların sayısı azımsanmayacak kadar fazla. Bu nedenle başlığı açarken yanlış bilgi karmaşasına da netlik sağlamak istemiştim.
Animenin 115. final bölümünden ziyade mangaya bakarsak seçilen kişi Albert’dı. Hikayede orijinal final benim için mangadır. Çünkü animeler kimi zaman tıpkı GEORGİE’de olduğu üzere mangadan bağımsız sonlara sahip olabiliyor. Hiç de azımsanmayacak sayıdaki Albert hayranını mutlu eden bu durum 2009’da yılında yazar Mizuki’nin, Candy: Final Story başlığı ile iki ciltlik bir roman kaleme almasının ardından yine belirsizleşmiş durumda. Bu yeni hikaye ile nedendir bilinmez ama yazar adeta bir yap-boz kurgulayarak okuyucu kendi sonunu tasarlasın istemiş. (Sanki Candy ‘nin seçtiği kişi Terry ya da Albert olursa sonucu beğenmeyen taraf bu saatten sonra kazan mı kaldıracaktı ki? :) Onun yerine keşke manga çizeri ile aralarındaki sorunları bir kenara bırakıp yeni bir manga ile hikayeyi bizlere sunmayı başarabilselerdi herhalde çok daha büyük bir mutluluk duyardık. Zaten bizim ülkemizde zaman zaman izleyicilerin Candy yeniden yayınlansın diye ayaklandığında -hukuk savaşı süreci- seriyi başından sonuna tv ekranlarında görmemize engel olan en önemli etkendi. Tabii bizlerin bu durumdan haberi yoktu o ayrı.
Gelelim romandaki ayrıntılara: Kitap belirgin bir olay örgüsünden ziyada 30’lu yaşlarındaki Candy’nin manga ya da seriden aşina olduğumuz kişilerle gerçekleştirdiği, geçmişe dair konuları ya da yaşadığı döneme dair satır arası bilgiler içeren bir dizi mektup yazışmalarından oluşuyor. (Yazarın bir bitiş hikâyesi için neden bu tür bir anlatım tekniğini seçtiğini bilemiyorum. Bence yanlış bir tercih olmuş.) Burada asıl önemli nokta ise O’nun sevdiği “Ano hito” “o kişi” ile birlikte Londra’da yaşadığını ve evli olduğunu öğreniyoruz. Ancak anladığım kadarıyla o kişinin kim olduğu kitaptan yapacakları çıkarımlar doğrultusunda hayranların gönlüne bırakılmış. Kitabın tamamını özetleyen ve Anohito yani “o kişi” şudur diye kesin biçimde dile getiren bir yazıya ne yazık ki denk gelmedim. Romanların İngilizce çevirisine de rastlamadım. Ancak orijinal dilinden ya da kendi diline çevrilmesi sayesinde okuyarak sonucu öğrenen kişiler, “o kişi”nin kim olabileceğine dair sayfalar dolusu analiz yapmışlar. Doğrusu sabırlarına hayran kaldığımı ifade etmeden geçemeyeceğim. Dolayısıyla bu yazı onların yaptığı yorumlar ile manga ve animeye dair ulaştığım çıkarımlar doğrultuda yazılmıştır.
Öncelikle hikayenin animede nasıl sonlandığını hatırlamak gerek:
Candy, Neil’in tarafından düşürüldüğü tuzaktan kurtulmuştur. Hemen sonrasında birlikte aynı evi paylaştığı Albert ortadan kaybolur. Candy’nin aklına, gazeteye kayıp ilanı vermek ya da direkt O’na hitaben bir yazı göndermek gelir. Sayfaları karıştırırken gördüğü bir haberde Audrey’lere mensup, kimliği şu ana değin saklı tutulan William Audrey hakkındaki yazı dikkatini çeker. William Audrey, Shikago’da görülmüştür. Derken Audery’ler tarafından acilen malikaneye çağrıldığını öğrenince sonunda vasisi ile tanışacağını düşünerek heyecanlanır. Ancak sandığının aksine Sara Leagan, kızı Elisa ve Elroy hala ile bir araya gelir ve büyükbaba William’ın verdiği emir doğrultusunda Neil ile evlendirileceğini öğrenir. Duygularının tümüyle görmezden gelinip bu feci duruma mecbur bırakılması karşısında gözyaşlarını tutamaz. Artık bu aşamada vasisi ile yüz yüze konuşmaktan başka çaresi yoktur. En son görüldüğü yer olan Shikago bankasında gider ve William amca yerine sekreter George’la karşılaşınca herşeyi anlatır. Durumun vahametine ikna olmuş gözüken George, Bay William’ın şu an Lakewood’daki malikanede olduğunu ve O’nu görebileceğini bildirir. Böylece Candy soluğu Audrey malikânesinde alır. Gölgeler içinde oturan kişi ayağa kalkar ve yüzü aydınlatıldığında gördüğümüz kişi neredeyse 20’li bölümlerden beri aşina olduğumuz Bay Albert’tır.
Peki Bay Albert kimdir? Hikayenin en başına gidersek, o sıralarda 5-6 yaşlarında, Annie gittiği için üzgün ve gözü yaşlı haldeki Candy’nin karşısına gaydası, İskoç eteğiyle çıkan Tepedeki Prens ile ayrıca seri boyunca William Amca ya da büyükbaba William şeklinde karakterize edilen bir diğer gizemli kişiliğin de ta kendisidir. Dolayısıyla William Albert Audrey hikâyede başından itibaren aşina olduğumuz yegâne karakterdir. Bu aşamada Albert’ın saclı sakallı halinden son bölüme değin giderek gençleşen hayli büyük bir fiziksel değişim geçirdiğini de hatırlamak gerek. Albert’ın duyguları manga da çok daha belirginden anime de oldukça sığ kalıyor.
Her ne kadar koyu bir Terry (Terrence/Terruce/Terrius) hayranı olsam da gerek anime gerekse manga sonu itibariyle Candy’nin seçtiği kişi bana her zaman Albert gibi gözükmüştür. Ancak bu son romanla birlikte gerek Terry- Candy fanlarının gerekse Albert-Candy fanlarının son çıkan kitabı, manga ve animeyi de göz önüne alarak yaptıkları yorumları okudum. Candy Albert’ı seçti ya da Candy Terry'i seçti yönünde her iki savı da güçlendiren veya zayıflatan göstergeler var:
A. Candy: Hikayeni Sonu kitabına göre Anohito “O Kişi”nin Albert "Olma" Olasılığı:
1. Hikayenin en başın gitmek gidersek; Albert önce Tepedeki Prens olarak, gaydası ve İskoç eteğiyle ilk kez o sıralarda 5-6 yaşlarında, ağlar haldeki Candy’nin karşısında beliren (Anime’de 13-14 yaşında gözükse de mangada 17 yaşındadır) ve o andan sonra aralıklarla Albert adıyla karşımıza çıkan karakterdir. (Bu bağlamda kanımca neredeyse kopyası durumundaki Anthony bile aslında tepedeki prensi bize unutturmamak için yazarın oluşturduğu bir karakterdir.) 115 bölüm boyunca Albert, saclı sakallı halinden son bölüme değin sanki Candy’e denk olabilsin diye gençleştirilerek hayli büyük bir fiziksel değişim geçirir. Kısaca formüle edersek:
Tepedeki Prens → Bay Albert →William Amca ya da Büyükbaba William →William Albert Audrey.
Çıkarım: Bariz biçimde görülen o ki konu, yazar tarafından en başında beri bu karaktere odaklanılarak kurgulanmıştır. (Muhtemelen Mizuki-san, Terry’nin böylesi güçlü ve beğeni kitlesi yüksek bir karakter olacağını düşünmemişti. Bu durum hikayesini biraz baltalamış olmalı.)
2. Candy, Terry’i görmek için New York’a gittiğinde arkasından bakarken her ne kadara hafızası geri gelmese de Candy ile birlikte bulduğu huzurun sürmesi halinde hatırlamayı umursamayacağını dile getiriyordu. (Manga'da Albert'ın ilgisi çok daha belirgin.)
3. Candy, geçirdiği kaza sonrası hafızasını kaybeden ve bir süre aynı evi paylaştığı, Terrence ile acı veren ayrılığı sonrası yine duygularını yatıştırması konusunda destek gördüğü Albert aslında en başından beri değişmeyen ve bir şekilde Candy’nin hayatında on yıl boyunca var olan yegane karakterdi. Aynı koruma Neil ile nişanı söz konusu olduğunda da devredeydi. Ancak duygular asla söze dökülmedi. Candy, Albert için değerliydi. Çünkü erken yaşta ölümüne tanık olduğu (yeğeni Anthony’nin de annesi olan) biricik ablası Rosemary’e benziyordu.
4. Normal şartlarda evlatlık alınan Candy’nin zaten Audery mirasçısı olmak gibi bir şansı yok. (Elisa’nın servete konmak için Neil’ın evliliğinden çıkar sağlama konusu gerçekçi değil bu noktada. Çünkü o devrin yasaları buna olanak vermiyor. ) Abd’deki 1929 ekonomik bunalımı Audrey servetini kaybetmesine neden olmuşsa Albert ve Candy normalleşen bir hayat tarzı sonrası evlenmiş ve huzurlu bir yaşam kurmuş olabilirler.
5. Candy, New York'tan döndüğünde trende yüksek ateş sonucu bayılmış ve büyük hala Elroy'un katı tutumu sonucu o haliyle bile malikanede kalmayıp pansiyona dönmeyi seçmişti. Archie ve kızlar tarafından Albert'la paylaştığı daireye bırakıldığında ve yalnız kaldıklarında ayrılık gözyaşlarını (bir zamanlar Antony için akıtırken Terry de teselli bulduğu gibi) Albert'ın göğsünde dindirmişti. Albert anlattıklarını dinlerken fazlasıyla şaşırmış sonrasında ise sanki kendi sırasını bekleyen biri gibi ve ona zaman tanımak istercesine "ağla ve unut Candy" demişti.
6. Kapanış müziğinin şarkı sözüne ait bir bölümü ve eşliğindeki bir görüntü, dikkat çekici ve ipucu verir nitelikte. Anahito ga watashi wo watashi wo yonde iru Candy Candy Candy: Türkçe çeviri: O kişi bana sesleniyor, Candy Candy Candy. Ekranda, görüntüdeki kişi ise ne Anthony ne de Terry değil Tepedeki Prens: Yani William Albert Audrey’dir. (Şarkı sözlerinin bir diğer gösterge sayılmasının nedeni ise bizzat manga yazarı tarafından kaleme alınmış olmasından ileri geliyor.) Ülkemizde bu görüntüler eşliğinde kapanış izlememiş olabilirsiniz. Ancak böyle bir versiyonu var. Muhtemelen Japonya'da yayınlanıyordu.
Sonuç: Anohito “O Kişi” Albert’dır. Tüm hikâye, en başından tepedeki prens, gizemli ve her karede sürekli gençleşen Bay Albert ve Audrey’lerin son ana kadar gizlenen gizemli karakteri Willliam Amca de birleştirilerek William Albert Audrey etrafında şekillenmektedir.
B. Candy: Hikayenin Sonu kitabına göre Anohito “O Kişi”nin Albert "olmama" olasılığı
1. Candy ve Albert arasındaki iletişim ve ilişki düzeyinde Terry ile yaşadığı aşk ve ayrılık acısı gibi yüksek duygu barındıran hiçbir öğe mevcut değil. (manga sahnesini göz ardı edersek: Candy İskoç kıyafetleriyle karşısında beliren, ilk karşılaştıkları zaman sarf ettiği cümleleri tekrarladıktan sonra ”Candy, seni asla unutmadım” diyen, tepedeki Prens olduğunu anladığı Albert’a koşar.) Animede ise Albert gaydası ile belirip ilk karşılaştıkları zaman sarf ettiği cümleleri tekrarlar. Sonra masa başında toplanırlar. (Cidden anime için berbat bir sondu.) Tüm seri boyunca özellikle Albert ile aynı evi paylaşmaya başladıkları kısımlarda bile Candy'den Albert'a en ufak bir duygu kırıntısı ya da eğilim ekrana yansımadı. Ancak ortadan kaybolduğu süreçte bulmak için elinden geleni yaptı ve yokluğu için gözyaşı döktü.
Kyoko Mizuki (Yazalık Adı Keiko Negita) 2019'da
Fransa'da verdiği ropörtajda Candy Candy Final Story'de açıkça Anohito'nun belirsiz olduğunu
söylemiş. Ancak 2. Ciltte yer alan ve aşağıda görselini eklediğim satırlar bana Anahito "o
kişi"nin Terry olabileceğini düşündürdü. Albert'ın değil Terry'nin
gülümseyişine dair cümleler duyduk çünkü. Yazar Tepedeki Gizemli Prens konusuyla yola çıkmış olsa da fikrini değiştirmiş olabilir.
1. Kitapta evlilik döneminden bahsederken Candy ve birlikte yaşadığı kişinin İngiltere’nin başkenti Londra’da oturduğu anlaşılmakta. (Bildiğimiz üzere Terry bir İngiliz) (Aslında Albert da olabilir. Ne de olsa birçok iş sahasında hayli varlıklı bir aile.)
2. Evindeki kütüphanede, tıp kitaplarının yanı sıra tiyatro eserlerinin varlığı söz konusu. (Aynı ilgiyi -Terry dolayısıyla- Candy’de devam ettirmiş olabilir mi? Sanmıyorum.)
3. Suzanna’nın ölümü. Haberi Elenor Baker Candy'e mektupla vermiş. Archie ve Annie’nin nişanından bir iki yıl sonra gerçekleşmiş (Mizuki’nin romanında verilen bir diğer ayrıntı. Sebebi belirsiz) Candy ve Terry birlikteliğini imkânsız kılan yegâne karakterin romanda öldüğü belirtiliyor. Yani sonunda ikisinin yeniden birleşmiş olmaları çok güçlü bir olasılık.
4. Terry’nin duyguları: Candy’in hayli derin bir aşkla seven ve Suzanna olayı sonrası ayrılmak zorunda kaldığında da gözyaşı dökecek kadar yoğun duygular yaşadı. Hatta çok sevdiği tiyatroyu da bırakıp kendini saldı ve kariyerinden de vazgeçti. (Bu tip duyguları animede Albert’da hissetmedik. Hatta animede Candy dair Terry'i dinlerken bir dost ve destekçi görünümündeydi.)
5. 1920’de Candy, Elenor Baker’la (Terry’nin annesi) da mektuplaşmış. Terry ile ayrıldıkları zaman dilimi düşünüldüğünde eğer sonrasında Terry ile birlikte değillerse 1920’de Candy’nin Elenor ile yazışmak için bir sebebi olmaz Terry fanlarına göre. Ama bana göre yazışabilirler. Ne de olsa oğlu ile barışmasına Candy’nin katkısı büyüktü.
- Candy ve Suzanna arasındaki mektuplaşmalarda görüldüğü üzere Candy'nin belirgin biçimde Terry'den vazgeçmiş gözükmesi.
- Bardaki derbeder Terry-Albert karşılaşmasında aklını başına toplayan Terry her ne kadar O'nu unutamadığını dile getirse de net biçimde "Elveda Candy" diyerek ayrılması.
C. Candy: Final Story’ye göre Anohito “O Kişi” : Belirsiz
Sonuç: Konu ile ilgili yazılıp çizilenler sayfalar dolusu İngilizce yazıyı anlamak ve derlemek bile hayli yorucuydu. Romanla birlikte karakterlerin yeniden aramıza katılması ve 30’lu yaşlarına dayanan bir sonu olduğunu duymak ilginç geldi. Ne yazık ki beklediğimi bulabildiğimi söyleyemeyeceğim. Gerek Terry-yanlı yorumlarda gerekse de Albert yanlı yorumlarda ilginç çıkarımlar yapılmış. Ulaştığım yegane sonuç şu: Mizuki hikayesini Albert odaklı oluştursa da zamanla Terry’ninki gibi güçlü duygular yansıtmadığı için fikrini değiştirmiş olabilir. Ancak ben bu olasılığa ihtimal verdiğimi söyleyemeyeceğim. Bana göre hafıza kaybı sonrası bölümlerde Albert''ın Candy'ye yakınlık duyduğuna dair birden fazla kez çıkarımda bulunulabilir. Ayrıca bardaki derbeder Terry-Albert karşılaşmasında aklını başına toplayan Terry net biçimde "elveda Candy" diyerek şehirden ayrılıyordu. Durumu değiştirebilecek tek şey Suzanna'nın ölümü olabilir. Bu aşamada yaşanan belirsizliği netleştirecek romanın üçüncü bir cildi çıkar mı? Pek sanmıyorum. Ülkemizde yeni yeni kitap satış reyonlarında mangalara denk geliyorsak da, her biri 350 sayfa civarındaki 2 ciltlik romanın dilimize çevrildiği bir günü göreceğimizi düşünmüyorum. Keşke Mizuki-san’dan net bir sonuç duyabilseydik. Ancak en başında belirttiğim gibi yazar da herkesin kendi sonunu seçmesini istemiş. Her iki tarafın da fanı, diğeri seçilince üzülecek diye yapılmış bir tercih olsa gerek. Bu kitap ülkemde yayınlansa bile sırf konu böyle belirsiz şekilde sonlandırıldığı bilsem sanırım zahmet edip almazdım. Bana göre hatalı bir yaklaşım olmuş.
C. Candy: Final Story’ye göre Anohito “O Kişi” : Belirsiz
Sonuç: Konu ile ilgili yazılıp çizilenler sayfalar dolusu İngilizce yazıyı anlamak ve derlemek bile hayli yorucuydu. Romanla birlikte karakterlerin yeniden aramıza katılması ve 30’lu yaşlarına dayanan bir sonu olduğunu duymak ilginç geldi. Ne yazık ki beklediğimi bulabildiğimi söyleyemeyeceğim. Gerek Terry-yanlı yorumlarda gerekse de Albert yanlı yorumlarda ilginç çıkarımlar yapılmış. Ulaştığım yegane sonuç şu: Mizuki hikayesini Albert odaklı oluştursa da zamanla Terry’ninki gibi güçlü duygular yansıtmadığı için fikrini değiştirmiş olabilir. Ancak ben bu olasılığa ihtimal verdiğimi söyleyemeyeceğim. Bana göre hafıza kaybı sonrası bölümlerde Albert''ın Candy'ye yakınlık duyduğuna dair birden fazla kez çıkarımda bulunulabilir. Ayrıca bardaki derbeder Terry-Albert karşılaşmasında aklını başına toplayan Terry net biçimde "elveda Candy" diyerek şehirden ayrılıyordu. Durumu değiştirebilecek tek şey Suzanna'nın ölümü olabilir. Bu aşamada yaşanan belirsizliği netleştirecek romanın üçüncü bir cildi çıkar mı? Pek sanmıyorum. Ülkemizde yeni yeni kitap satış reyonlarında mangalara denk geliyorsak da, her biri 350 sayfa civarındaki 2 ciltlik romanın dilimize çevrildiği bir günü göreceğimizi düşünmüyorum. Keşke Mizuki-san’dan net bir sonuç duyabilseydik. Ancak en başında belirttiğim gibi yazar da herkesin kendi sonunu seçmesini istemiş. Her iki tarafın da fanı, diğeri seçilince üzülecek diye yapılmış bir tercih olsa gerek. Bu kitap ülkemde yayınlansa bile sırf konu böyle belirsiz şekilde sonlandırıldığı bilsem sanırım zahmet edip almazdım. Bana göre hatalı bir yaklaşım olmuş.
Ne guzel profosyonel bir inceleme ,yaziniz dili biraz agir geldi ,,tebrik ediyorum sizi ,,senaryo kitap halindemiymis ilk once o kismi anlayamadim,,
YanıtlaSilTeşekkürler.
YanıtlaSilMuthis bilimsel bir yazi tebrikler tez gibi olmus
YanıtlaSilTeşekkürler.Eldeki herşeyi izlemek ve okumak harici pek birşey yapmadım. Kitaba dair interneti tarama süreci yorucuydu.
SilTürkiyedeki kitaplarını nereden satın alabiliriz hicbiryerde rastlamadim daha yeni yeni görüyoruz demissiniz nerde bulabiliriz
YanıtlaSilYeni yeni Şimdilerin popüler manga'lar basılıyor dedim. Bu durum Candy'i kapsamıyor maalesef.
SilTürkiye'de yeni yeni manga serileri raflarda yer alıyor demiştim. Bu sözlerim Candy Candy mangası ya da kitabını kapsamıyordu ne yazık ki, keşke olabilse ancak hiç ihtimal vermiyorum. Gerçi mangayı İngilizceden çeviren ve paylaşanlar var. Kastettiğim şey daha çok 2 ciltlik kitaba dairdi
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim. Çok emek vermişsiniz. Şeker Kız Candy'nin gönlümüzde çok ayrı bir yeri vardır.
YanıtlaSilKesinlikle Terry ile evlenmiştir Candy çünkü Albert'i gördüğü zamanlarda Candy çok küçüktü ve çocukluk aşkı gibi birşeydi zaten tepedeki Prens'in Albert olduğunu öğrendiği zamanda aşık olduğu birine kavuşmuş gibi sevinmedi zaten Candy O kişiyi anlatırken gülüşünü çok sevdiğini söylemiş bunu önceki anime bölümlerinde de söylemişti bu yüzden yüzde doksan Terry O kişi Albert ile aralarında aşkın kıvılcımı bile olmamışken neden insanlar böyle düşünüyorlar anlamak zor Terry Candy olmadan yapamaz ama Albert o onların evlendiğine sevinir bile düğünlerine bile gider nikah şahidi bile olur o kadar hissiz...
YanıtlaSilBakış açısı herhalde. Özellikle mangasını da okuyunca bana hiç de duygusuz gelmedi Albert. Anime bunu iyi yansıtamadı kanımca
SilRica ederim öyle düşündüğüm için yazmak istedim evet Albert gizliden aşk besleyebilir Candy'ye karşı ama Candy o prensi çok küçükken sevmişti ve Albert o zamanlar Terry'nin yaşlarındaydı ama sonra koca bir adam oldu aralarında baza yaş farkı var tabi aşkın yaşı yoktur belki Albert ile mantık evliliğide yapmış olabilir sonuçta gerçek birşey değil.
YanıtlaSilLady Georgia'nın sonunu gördükten sonra herşey olabilir diyor insan ama final öyküsünde Terry ile okulun tepesindeki o olan sarı çiçeklerden bahsettiği ve bu yüzdende yüzde yüz Terry ile evlenmiştir diyenler var İnşallah öyle olmuştur ve sonunda aşk kazanmıştır...
Yazar roman tutuluncu bir yerde hikayeyi kaydiriyor candy baştan beri tepedeki prensinin peşindeydi onu hiç unutmadi araya olaylar girdi yazar bu evlatlık meselesinden kurtulmaya çok çalıştı ama başaramadı hikaye değişkenlik gösterdikçe olmadı hikaleyi ķöpürtçe hikaye uzadı hikayenin sonuna bakarsanız getirdi Albert kucağına atti çünkü candy hep prensini arıyordu bulmalıydi artık evlendeği teryy olabilir çünkü okur böyle istiyor ama yaźarin aklındaki başından beri Alberti çünkü hayat bir şekilde şékillenir yolunu bulur hepimizin aradığı bir prens vardır tema buydu
YanıtlaSilEvet, tabi bu 1970'lerin bakış açısı. Kızlarımız artık prens peşinde koşmasın. Kariyer öncelikleri olsun:)
SilAlbert Candy'nin çocukluk aşkı olabilir ama Candy Albert'e hiç aşık olmadı onun Prens olduğunu öğrendiği zaman bile ah canım Prens'im her yerde seni aradım gibi bir yaklaşımda bulunmadı sanki yıllarca merak ettiği birşeyi öğrenmiş olmanın verdiği rahatlama vardı Candy Albert'i Prens olarak ilk gördüğünde küçücük bir kız çocuğuydu Albert ise Terry yaslarinda bir gençti ve Albert artık olgun bir adamdı bu yüzden Candy Albert'in Prens olduğuna o kadar da çok sevinemedi çünkü orta yaşlardaki dostu Albert'ti ve Albert gördüğü küçük bir kızı evlat ediniyor o yaştaki bir çocuğa aşık olduğu için mi bu çok saçma o sadece iyi kalpli kimsesiz kız olduğu için bunu yapıyor ve ona büyüyene dek destek oluyor Prens olayına gelince de zaten o hayalin deki Prens onun için ulaşılamaz birşeydi Candy Terry'yi de ilk gördüğünde Prens'e benzetmişti o sadece bir çocukluk aşkıydı ama Candy gerçek aşkı Terry ile yaşadı onun için döktüğü gözyaşları Terry gemi ile gittiği zaman onu kaybetmenin verdiği büyük üzüntüyü herkes gördü resmen aşk acısı cekiyordu Candy Terry için birsürü şeye cesaret etti ve de yaptı çünkü içinde aşk vardı sadece aşk yok aşk tutku ayrılık hepsi vardı özellikle de merdiven sahnesi asla unutulamaz bu yüzden de kesinlikle Candy Terry ile evlenmiştir çünkü ne Candy Terry'siz ne de Terry Candy'siz yapamaz yoksa sonsuza kadar mutsuz olurlar...
YanıtlaSilAlbert Candy için sadece bir arkadaş dosttu adı üstünde Albert Amca Candy'nin küçüklüğünden beri olan koruyucu büyüğüydü ve Candy dört beş yaşlarında küçük bir kız çocuktu tepedeki Prens'i gördüğü zaman ve o yaşlarda ona sadece hayran oldu çünkü o yaştaki bir kızın hissedeceği şey oydu herkesin yaşadığı komşunun büyük oğluna hayran olan kız çocuğu durumunun aynısıydı bu ve yazar da zaten animenin tvde yayınlanan bölümünü orta bir sonda bıraktı çünkü düşünsenize Candy Albert'in tepedeki Prens olduğunu öğrendiğinde ah Prens'im her zaman seni bekledim deseydi sarılsalar öpüşselerdi falan ne olurdu izleyen herkes şok olurdu derdi ne alaka işte Albert ve Candy işte bu kadar alakasızlar ama Terry birden ortaya çıksaydı Candy artık hiç bir engel kalmadı seni seviyorum falan deseydi sarılsalardı ve öpüşselerdi nasıl olurdu çok doğal herkesin beklediği bir son olurdu çok ta iyi olurdu ig
YanıtlaSilalbırtla evlenmiş olmalı bence. teryle evlenmiş olsa tery zaten zengin ve soylu bir ailenin oğluyken neden elroy soyadını evlendikten sonra da kullansın? terynin soy adını alırdı mantıken. o aile çocukken ona soğuk davrandıkları yetmezmiş gibi bir de niyılla evlendirmeye kalkmış neden evlendikten sonra londraya yerleşmişken o soyadını kullansın ki?
YanıtlaSil"“Eğer yapabilseydim seni severek seninle gizlice yaşamak isterdim.” "
bu cümle çaresiz bir adamın cümlesi.
peki albırt neden çaresiz olsun?
adam zengin, soylu, yakışıklı ve kendi ayakları üzerinde özgürce yaşayan londraya afrikaya felan giden birisi.
eğer albırt candye aşıksa neden çaresiz olsun ki? evlatlıktan reddedip evlenirdi.
kızı alıp başka bir ülkeye gidebilirdi.
amerikada uzak bir yere yerleşip tüm dedikodulardan uzak rahat bir hayat sürebilirdi değil mi?
ama tery öyle değil. adam zaten babasına sırtını dönmüş ve candyi terkedip amerikaya gitmişti.
orada da bir ara sarhoş felan oluyor. sonra evleniyor felan. karısı sonra öldüğünde ise köprünün altından çok sular akmış adam acı içinde ve bu cümleyi yazmış yani.
bu cümle kesinlikle her imkana sahip olan ve ideal bir beyaz atlı prens olan albırtın değil ta başından candyi terketmek zorunda kalmış ve başka bir kadına vicdan borcu nedeniyle evlilik bağı ile bağlanmış o kadın öldükten sonra geçmişi hatırlayıp keşke diyen bir adamın yazacağı cümle.
kaldıki esas işaret candynin soy adı elroy hala. zaten çok açık bence buradan.
belliki albört evlatlığı olduğu için dedikodu felan olur diye kızı alıp londraya taşınmış ve orada evlenmiş. soyadı o yüzden hala aynı.
ama ben başka bir yerde candynin tery ile gemide evlendiğini de okumuştum bir yorumda.
gerçekten çok güzel bir çizgifilimdi.
115 bölümün trtde yayınlandığını ilkkez duyuyorum.
ellerinize sağlık.
keşke 115 bölümü türkçe dublaj izleyebilsek.
powerrangers de başka bir efsaneydi bizim kuşakta.
orada da kırmızı ranger ceysın ve önce yeşil sonra beyaz ranger olan tomi hayranları bölünmüştü.
Bu aşamada ben artık orijinal mangaya bağlı kalan bir remake (yeniden yapım) Candy görmek isterim. Çünkü eskisinde çok boş ve uydurma bölüm vardı.
SilTerry ya da Albert. İkisi de kabulümdür aslında. Net bir sonuç sunmadığı için yazara öfkem de ayrı. Madem birşey yapıyorsun, açıkça belirt ama değil mi
YanıtlaSil49 yaşındayım tekrarını izliyorum harika bir çizgifilmdi bence treyy eşi olmalı albert hep koruyucu oldu cand için
YanıtlaSilCandy kesinlikle terryle evlendi. Susanna öldükten sonra terry candye bir mektup yazıyor ve hislerinin değişmediğini söylüyor. Ayrıca terry susanna ile evlenmiyor nisanlanmalari sadece bir garanti susanna yi bırakmayacak ömür boyu yaninda olacak garantisi. Susanna ölünce tüm engel kalkıyor. Keşke kitaba ulaşabilsek.
YanıtlaSilAnimeyi çocukluğumda izlemiştim. Hep tekrar izlemek istemiş ancak sonu istediğim gibi olmadığı için izlemek istememiştim, gönlüm el vermemişti. Ancak daha yeni başka favori animemi en baştan seri olarak izlediğim in (merak edenler için sailormoon) anılarım depreşti ve candy yine gönlüme düştü, göğsümün üzerine bir öküz oturdu. İzlesem mi izlemesem mi ne yapsam ne etsem diye düşünür iken internette araştırmalar yaptım. Belki güzel bir sürpriz olmuştur da tekrar izlemeye gönlüm razı olur diye. Öncelikle yazınız için çok ama çok teşekkür ederim. Gerçekten çok emek verilmiş, araştırmalar yapılmış ve yazıya dökülmüş. Yorumlarınızı okurken hep gönlümden geçtiği gibi bir son olduğunu düşündüm ya da kendimi ikna etmeye çalıştım :) gerçi ben bu animeyi 20 sene olmuştur izleyeli, belki de daha fazla. Albert nedense benim hiç hafızalarımda yer edinmedi. Ama bir terry derseniz ahhhh ahhhh... Terry... 💓 Bence final kesinlikle ama kesinlikle terry ve candy birlikteliği. Bence senarist en başta Albert ve candy birlikteliğini düşünmüş olabilir. Ancak hesaba katmadığı birşey oldu. Terry faktörü. Bence kesinlikle terry karakterinin bu kadar tutacağını ve bu kadar fanı olacağını tahmin etmedi. Albert en baştan beri candy için koruyucu bir görev üstlendi. Bir baba bir abi gibi. Aşk var mı derseniz? Nedense Albert için hatırladığım tek şey saç ve sakallarını uzun olduğu amca dönemleri :) ama terry ise gerçek bir aşk oldu candy için ve bizler için. Ama bizim şu efsaneleşen filmdeki repliği söylersek "Sevgi neydi? Sevgi iyilikti, dostluktu, sevgi emekti." kazanan kesinlikle Albert olmalı. Yine de bence terry "o kişi". En iyisi ben animeyi en baştan tekrar izleyim, sonra mektup çevirilerini okuyup tekrar yorum yazayım. Belki fikrim değişir. Gerçi hiç sanmıyorum. Finalde kazanan bence kesinlikle Terry olmalı ve de öyle oldu.
YanıtlaSilFinal Story Kitabı net bir biçimde bitmediği için belirsiz bittiğini kabul ediyorum şu anda. (O kitaptan önce ise planı Albert üzerineydi.)
SilBen de tekrar izledim sonunda 115. Bölümde terry tiyatroya dönmüş ve suzaannanın yanında diye seviniyor. Ama kitabı okuma fırsatım olmadı şimdi kitabı tedarik etmek istiyorum onu da okuyunca size haber vereceğim. Tek net bişi var ki soyadını mektuplarda aynı kullanması yani Albert ile evlendiği ki bakarsak da film tepedeki prens ile başladı onunla bitti... Filmin başlangıç ve bitişinde ne terry ne anthoni var ama prens var . Albert ile evlenmiş olabilir diye düşünüyorum.
YanıtlaSilYazarın başta niyeti buydu bence zaten. Terry'nin, Tepedeki Prens'ten daha fazla sevileceğini beklemedi muhtemelen.
SilTerry'ci biri olsam da ayrıca Albertcı biriydim. Yani en başından beri Tepedeki Prensci idim... onu da anthony sanmıştım çocukken izlerken, tak kestiler bölümleri ve bilemedim devamını elbttte. Şimdi kaldığım yerden devam ediyorum ama dayanamayıp baktım, Albrrt diye duymuştum o prensin aslında... yazara da aşk olsun, insan adam gibi sonuç verir... sana katılıyorum muhtemelen "prens" üstünden ilerlemiş ama sonunda "okuyucu karar versin" diye belirsiz bırakmış. Yazarların yapmasını en sevmediğim şey sonucu açık bırakıp, okuyucunun yorumuna bırakması; sonu ben yazacak isem en baştan sana ihtiyaç yok yazarcım, adam gibi baştan sona yaz şu hikayeyi ve bitir...
YanıtlaSilArtık aklından ne geçiyorsa. İki tarafı da memnun edeyim dedi herhalde ama ortada bir sonuç yok.
Sil